Global piyasalarda geçen hafta ABD tarafından gelen datalar öne çıkan gündem hususu oldu. Yurt içi piyasalar tarafında ise S&P’nin not artışı çok önemli bir gelişme olarak kaydedildi.
Küresel piyasalarda geride bırakılan hafta ABD ekonomisine yönelik datalar ve bu bilgilerin para siyaseti patikası fiyatlamalarında yarattığı tesirler öne çıktı. ABD piyasalarında teknoloji bilançoları da geçen haftanın ana başlıklarından biri oldu.
Yurt içi tarafta ise tatil nedeniyle kısa haftada S&P’nin kredi notu değerlendirmesi ve makro taraftaki kimi datalar izlendi.
İşte geçen haftanın çok önemli gelişmeleri
1- ABD’de istihdamda kasırga ve grev etkisi
ABD’de Ekim ayında tarım dışı istihdam 12 bin ile beklentilerin epey altında arttı. Datalarda ABD’deki kasırgaların ve grevlerin tesirli olduğu izlendi.
2- Altın rekor tazeledi
Altın, ABD’deki seçim telaşının liman talebi oluşturmasıyla rekor düzeye ulaştı.
3- Apple’ın geliri üç aylık periyotta arttı
ABD’nin teknoloji devlerinden Apple’ın geliri, temmuz-eylül döneminde yıllık yüzde 6 artış kaydetti. Net kârı ise bu devirde geriledi. Apple’ın iPhone, Mac ve iPad satışlarında artış kaydedildi.
4- Çin’de imalat göstergesi 6 ay sonra eşik kıymeti aştı
Çin’in resmi imalat sektörü satın alma yöneticileri endeksi (PMI) Ekim ayında 50,1 değerini alarak Nisan ayından bu yana ilk defa sınırlı da olsa eşik pahanın üzerine çıktı.
5- S&P bu yıl ikinci defa Türkiye’nin kredi notunu artırdı
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poors (S&P), Türkiye’nin uzun vadeli kredi notunu B+’dan BB-‘ye yükseltti, görünüm durağan. S&P, böylelikle Türkiye’nin kredi notunu bu yıl ikinci defa artırdı.
6- Yüksek tüketim grubu elektriği maliyetine göre ödeyecek
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, yeni düzenleme ile güçte yüksek tüketim kümesinde olan meskenlerin elektrik fiyatını maliyetine uygun şekilde ödeyeceklerini belirtti.
7- Doktor Kıyamet Bloomberg HT’ye konuştu: Kamu borçlanmasında kriz yaklaşıyor
Kriz kehanetleri ile tanınan yatırımcı Marc Faber, Bloomberg HT’ye verdiği röportajda, kamu borçlanmasının yüzdesel olarak bakıldığında Batılı ülkelerde hakikaten kaygı verici olduğunu ve kesinlikle bir krize doğru gidildiğini söyledi. Öte yandan, Türkiye’de 2025’te bir alım fırsatı olacağını kaydeden Faber, o noktadan sonra ABD tarafında satış fırsatları oluşacağını belirtti.