enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
36,2225
EURO
38,0047
ALTIN
3.352,91
BIST
9.877,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Yağmurlu
6°C
İstanbul
6°C
Yağmurlu
Pazartesi Çok Bulutlu
8°C
Salı Hafif Yağmurlu
7°C
Çarşamba Kar Yağışlı
4°C
Perşembe Kar Yağışlı
3°C

Aşırı sağı bir kez daha reddeden Fransa’yı ne bekliyor?

Halkın çoğunluğu, ya ideolojilerine karşı olduğu için yahut iktidara gelmeleri halinde oluşacak kaçınılmaz huzursuzluktan korktukları için, aşırı sağı istemiyor

Aşırı sağı bir kez daha reddeden Fransa’yı ne bekliyor?
08.07.2024 12:30
5
A+
A-

Hugh Schofield

Aşırı sağa Avrupa Parlamentosu seçimlerinde ve genel seçimin ilk turunda zafer kazandıran Fransızlar, iş ülkenin idaresine gelince bir sefer daha “sizi iktidarda istemiyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de olduğu, ülkenin yönetimi için asıl çok önemli olan oylamada “eşikten döndüler”.

Aşırı sağcı Ulusal Birlik’i (RN) üçüncü sıraya düşüren bu sürpriz yenilgi, tamamen onları durdurmak isteyen Fransızların kalabalık şekilde sandığa gitmesiyle yaşandı.

30 Haziran’da yapılan ilk tur seçimlerde oyların yüzde 33’ünü almasının akabinde yaklaşık 300 milletvekili çıkaracağı tahmin edilen Ulusal Birlik’in sandalye sayısının 150 civarında kalması bekleniyor.

Ulusal Birlik bunun, diğer partilerin seçim sistemini kullanarak onlara karşı bir araya gelmesiyle mümkün olduğunu ileri sürecektir ki, bunda bir ölçüde haklılar.

Aşırı sağcılar, birbirinden tamamen faklı sol partilerin ansızın farklılıklarını tamamen unutup Ulusal Birlik aksisi yeni bir koalisyon kurduğunun, akabinde Macroncularla da solun farklılıklarını unuttuğunun altını çiziyor; bu partileri birleştiren tek şeyin Ulusal Birlik karşıtlığı olduğunu ve bu uyuşmazlıkların kötü bir geleceğin işareti olduğunu vurguluyor.

Ancak tüm bunlar gerçeği değiştirmiyor. Halkın çoğunluğu, ya ideolojilerine karşı olduğu için yahut iktidara gelmeleri halinde oluşacak kaçınılmaz huzursuzluktan korktukları için, aşırı sağı istemiyor.

Peki aşırı sağın yükselen genç ismi Jordan Bardella yeni başbakan olamayacaksa, kim olacak?

Bu, karşılık arayan en büyük soru. Ve Fransa’da geçmiş genel seçimlerde gördüğümüzün tersine, bu sefer bu cevabı almak haftalar sürebilir.

Çünkü Fransa’da geride bıraktığımız gergin haftalarda, Fransız siyasi sisteminin tabiatını değiştiren bir şey yaşandı.

Charles de Gaulle’den bu yana her seçime tanıklık eden tecrübeli gazeteci Alain Duhamel, “Bugün artık baskın bir parti yok. Emmanuel Macron yedi yıl önce idareye geldiğinden bu yana, siyasi güçlerimizin parçalandığı bir periyoda tanıklık ediyoruz. Tahminen de artık yeniden yapılandıkları bir dönem başlıyordur” diyor.

Duhamel bu sözlerle şunu kastediyor; Fransa’da şu an çok sayıda siyasi güç bulunuyor. Üç ana blok (sol, aşırı sağ ve merkez), ve ek olarak merkez sağ. Bu blokların içinde de birbirine rakip partiler var.

Hiçbir partininin tek başına çoğunluğu sağlayamadığı parlamentoda, merkez sağdan sola uzanan bir koalisyon kurabilmek için yaşanacak uzun bir pazarlık süreci kaçınılmaz olacak.

Bu koalisyonun nasıl oluşturulacağıysa, potansiyel koalisyon ortaklarının geçmişte sergiledikleri karşılıklı nefret göz önünde bulundurulduğunda, meçhul.

Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron‘un son haftalardaki tansiyonların akabinde bir uzlaşma dönemi daveti yapması bekleniyor.

Muhtemelen bu uzlaşma dönemi Paris Olimpiyatları ve yaz tatilini kapsayacak, ve Fransızların yeniden moral bulmasını sağlayacaktır.

“Macron ehemmiyetini yitiriyor”

Macron bu sürede koalisyon görüşmelerini yürütecek ve farklı siyasi partilere ulaşacak bir ismi görevlendirecek. Pekala bu isim soldan mı, merkezden mi yahut siyaset dışı bir isim mi olacak, bilmiyoruz.

Kesin görünen tek şey Fransa’nın daha parlamenter bir sisteme giriş yapıyor olduğu.

Yeni devirde siyasi güç Macron’dan çekilerek, yeni hükümeti yönetecek isme doğru kayacaktır.

Macron başbakanlık koltuğuna merkezden birini koymayı başarsa bile – ki bu solun gücü düşünüldüğünde kolay olmayacaktır – bu isim gücünü parlamentonun takviyesi temelinde kullanacaktır.

2027’deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olması beklenmeyen Macron, giderek değersizleşen bir siyasi figür olacaktır.

Peki Macron Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aşırı sağın zaferi sonrası meclisi feshederek, oynadığı kumarı kaybetti mi? Erken seçim daveti yaptığına pişman mı? Geri adım atmaya hazır mı?

Macron’un olayları bu türlü görmediğinden emin olabiliriz. O, mevcut durum sürdürülemez olduğu için erken seçim daveti yaptığını; siyaseti netleştirdiğini; halkın takviyesinin arttığı Ulusal Birlik’i parlamentoda daha adil bir sandalye sayısına ulaştırdığını; ve “Fransızların aşırı sağı hiçbir zaman iktidara getirmeyeceğine” dair oynadığı bahsi kazandığını söyleyecektir.

Bu süre içinde Macron, gücü azalıyor olsa da, hâlâ orada olacak; grubuna danışarak siyasetçileri yönlendirecek ve siyasi sti işleten usta olarak varlığını sürdürecek.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.