“Öcalan hakkında umut hakkı, salıverilme, af vb. denemeler altında yürütülmeye başlanan siyasi kampanya dikkat cazip hale gelmişken halkın oylarıyla seçilen ve uğradığı haksızlık en üst yargı organı olan Anayasa Mahkemesince tescillenen Can Atalay’ın özgür bir milletvekili olarak yasama fliyetini yürütmesinin engellenmesi kabul edilemez”

AYM’nin hak ihlali kararına karşın Gezi Davası kapsamından tutuklu bulunan Can Atalay‘ın tahliyesini reddeden Yargıtay 3. Ceza Dairesi üyeleri hakkında 11 ay önce yapılan suç duyurusu Yargıtay tarafından gündeme alındı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin PKK lideri Abdullah Öcalan’a umut hakkının tanınması ile ilgili kelamlarının akabinde Gezi Davası kapsamında tutuklanan avukat Can Atalay’ın tutukluluğu tekrar gündeme geldi.
Gazete Duvar’dan Can Bursalı’nın haberine göre, Bahçeli’nin kelamlarının akabinde karşılıklı açıklamalar birbiri gerisine gelirken, sosyal medyada 14 Mayıs 2023’te düzenlenen seçimlerde Türkiye Personel Partisi’nden (TİP) Hatay Milletvekili seçilen fakat Gezi davasından tutuklu olduğu için mahpustan çıkarılmayan Can Atalay’ın cezaevinde olduğunu hatırlatan paylaşımlar da yapıldı.
Çok sayıda siyasi parti, sivil toplum kuruluşu ve hukukçunun Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) hak ihlali kararına karşın Can Atalay’ın tahliyesini kabul etmeyen Yargıtay 3. Ceza Dairesi üyeleri hakkında 11 ay önce yaptığı suç duyurusunda dikkat çeken bir adım atıldı.
Başvuru önümüzdeki günlerde incelenecek
Yargıtay 3. Ceza Dairesi üyelerinin, ‘yargı sorumluluğunu yapanı etkilemeye teşebbüs’, ‘Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılama’ ve ‘görevi berbata kullanma’ cürümlerini işlediğini ifade ederek geçen yıl kasım ayında suç duyurusunda bulunan Avukat Hakları Grubu’nun başvurusu, aradan 11 ay geçtikten sonra raftan indirildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığıyla Yargıtay Başkanlığı’na gönderilen müracaat, Yargıtay 1. Başkanlık Heyeti’nin gündemine alındı. Devrin Yargıtay 3. Ceza Dairesi üyeleri hakkında yapılan müracaatın önümüzdeki günlerde inceleneceği belirtiliyor.
Başvuruyu yapan Avukat Hakları Grubu’nun sözcüsü Turgay Bilge, MHP lideri Bahçeli tarafından Öcalan’la ilgili ‘umut hakkı’ tartışmasının başlatılmasına yönelik şu yorumu yaptı:
“Aldığı ağırlaştırılmış müebbet cezası hem AYM hem de AİHM denetiminden geçen PKK lideri Abdullah Öcalan hakkında umut hakkı, salıverilme, af vb. denemeler altında yürütülmeye başlanan siyasi kampanya dikkat alımlı hale gelmişken halkın oylarıyla seçilen ve uğradığı haksızlık en üst yargı organı olan Anayasa Mahkemesince tescillenen Can Atalay’ın özgür bir milletvekili olarak yasama fliyetini yürütmesinin engellenmesi kabul edilemez.”
Ne olmuştu? Atalay, milletvekili seçilmesine karşın mahpustan çıkarılmayınca yaptığı müracaat, Anayasa Mahkemesi tarafından kabul edilmiş ve hak ihlali kararı çıkmıştı. Geçen yıl ekim ayında çıkan bu karar, davanın görüldüğü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından uygulanmamış ve dosya Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderilmişti. Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Atalay’ın ‘Anayasal tertibi ortadan kaldırmaya teşebbüs’ hükümlü olduğunu ifade ederek, Atalay’ın tahliyesini engellemişti. Karardan çabucak önce, MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, Anayasa Mahkemesi’ni ‘yargısal aktivizm’ yapmakla suçlamış, Yargıtay 3. Ceza Dairesi de ret kararında “Yargı ne zaman aktivist davranış sergilerse, o zaman meşruiyetini yitirecek ve sorgulanmaya başlayacaktır. Anayasa Mahkemesi, bu şekilde yargısal aktivizim yaparak kendisinin sorgulanmasına ve meşruiyetinin tartışılmasına yol açmıştır” sözlerine yer vermişti. Bunun üzerine yapılan yeni hak ihlali başvurusu da Anayasa Mahkemesi tarafından kabul edildi. İkinci hak ihlali kararının akabinde, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi yeniden tahliye kararı vermedi ve Atalay’ın belgesini tekrar Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderdi. Tekrar ret kararı veren Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında ‘Anayasa’yı ihlal ettiğini ve yetkisini aştığı’ savıyla da suç duyurusunda bulundu. Bu gelişmelerin akabinde milletvekilliği düşürülen Can Atalay, yüksek mahkemeye bir müracaat daha yaptı. Bu müracaatın akabinde Anayasa Mahkemesi evvelki kararlarını hatırlattı ve Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesinin ‘yok hükmünde’ olduğunu belirtti. Lakin Atalay, Anayasa Mahkemesi’nin üç kararına karşın ne mahpustan çıkabildi ne de TBMM’de yemin ederek vazifesine başlayabildi. Can Atalay lehine hak ihlali kararı veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında yapılan suç duyurusunun akabinde, çok sayıda siyasi parti, sivil toplum kuruluşu ve hukukçu da, Yargıtay 3. Ceza Dairesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu |