enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,7264
EURO
36,5774
ALTIN
2.958,74
BIST
9.886,05
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
12°C
İstanbul
12°C
Az Bulutlu
Perşembe Parçalı Bulutlu
14°C
Cuma Az Bulutlu
15°C
Cumartesi Açık
17°C
Pazar Az Bulutlu
18°C

Ertuğrul Özkök: Bu pazar 9’uncu Cumhurbaşkanı dalyasında 2’nci Cumhurbaşkanı’nı dinliyor olabiliriz

Diyeceğim, bu pazar Demirel için düzenlenen bu “post mortem dalya” toplantısında, halk tarafından direkt seçilecek İkinci Cumhurbaşkanı’nı” dinliyor olabiliriz

Ertuğrul Özkök: Bu pazar 9’uncu Cumhurbaşkanı dalyasında 2’nci Cumhurbaşkanı’nı dinliyor olabiliriz
27.11.2024 07:30
4
A+
A-

Dün Rahmi Koç Müzesinin 30’uncu yılı bundan ötürü düzenlenen standın açılış daveti vardı.

Bu geceyi size yarın kimi farklı detayları ile anlatacağım.

Bu bir araba sergisi…

Adı da “Horse Power”, yani “Beygir Gücü…”

Gecenin davetlileri arasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da vardı.

İmamoğlu o “Beygir Gücü” ekranı önünde konuşurken, önümüzdeki günlerde siyasi kulislerde oldukça konuşulacak bir olayı düşündüm.

Bugün önce size bu olayı anlatacağım.

Yarın da dün geceki açılışta gördüklerimi, duyduklarımı yazacağım.


Pazar günü Cevahir Otel’deki çok değişik bir 100’üncü yıl anması

Önümüzdeki pazar günü İstanbul’da Cevahir Otel’in oditoryumunda farklı bir merasim var.

İlk bakışta beşere o denli hiç de değişik benzeri görünmüyor.

Hatta tam tersine sıradan ve demode bir “eski Türkiye toplantısı” bile diyebilirsiniz.

Toplantının ismi şöyle:Süleyman Demirel 100 Yaşında…”

Demirel, Türkiye tarihinin 40 yılında tesirli olmuş bir siyasetçi….

Aynı vakitte “Dokuzuncu Cumhurbaşkanı” unvanını taşıyor.

Cumhurbaşkanlarına bu türlü numaralı bir sıralama verme geleneğini o başlatmıştı görevinden ayrıldıktan sonra.

Böylece cumhurbaşkanlığı unvanını hayatının sonuna taşıma geleneğini de başlatmıştı.

Süleyman Demirel 1 Kasım 1024 tarihinde doğmuştu.

Yani Cumhuriyet’in kurulmasından bir yıl sonra doğmuş.

Açılış oturumundaki üçüncü konuşmacı

Geliyorum bu toplantının en enteresan yanına…

Açılış oturumunda üç konuşmacı var.

Birinci konuşmayı toplantıyı düzenleyen vakfın başkanı İsmail Doğan Subaşı yapıyor.

İkinci konuşmayı ise eski İYİ Parti Milletvekili Aylin Cesur yapacak.

Wikipedia’da verilen bilgide onun için iki sıfat kullanılıyor:“Demirel’in manevi kızı ve özel doktoru…”

Dolayısıyla açılış oturumundaki ilk iki konuşmacı olağan.

Ama onlarınki kadar olağan olmayan bir üçüncü konuşmacı var ki, açılışı asıl o yapıyor.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu…

Yani…

Türkiye’de Adnan Menderes sonrası en büyük merkez sağ geleneği temsil eden Süleyman Demirel için hazırlanan “Dalya programının” açılışını CHP’li bir büyükşehir belediye başkanı yapacak.

Kimler konuşacak bu merkez sağ buluşmasında

Pazar günü bu anma toplantısında İmamoğlu’nun açılış konuşmasından sonra tartışılacak öteki isimlere baktım.

(*) Hüsamettin Cindoruk (eski TBMM Başkanı)

(*) Hikmet Çetin (eski Dışişleri Bakanı ve TBMM Başkanı)

(*) Ali Naili Erdem (eski Milli Eğitim Bakanı)

(*) Cavit Çağlar (eski Devlet Bakanı)

(*) Prof. Dr. Mehmet Haberal (Başkent Üniversitesi kurucusu ve Silivri dönemi Terör Örgütü mağduru)

(*) İlber Ortaylı (tarihçi, yazar)

Moderatörlüğü de eski Çevre Bakanı Hamdi Üçpınarlar yapacak.

Vakfın açılış sayfasında tanıdık bir sima

Şimdi kısa bir ara verip, kimdir, nedir bunu düzenleyen vakıf, bakalım.

Arkasında da “Ülke Siyasetleri Vakfı” isimli bir oluşum var.

Aslında siyasi gayeli bir vakıf olarak görünmüyor.

İnternet sitesinde kuruluş emelini şöyle anlatıyor:

“Sürdürülebilir insani kalkınma anlayışı çerçevesinde, ülkemizin sosyal ve ekonomik potansiyelini harekete geçirerek, var olan meselelerine tahlil getirecek siyasetler oluşturmak, araştırmalar yapmak ve uygulama projeleri gerçekleştirmek”

2001 yılında eski Maliye Bakanı Zekeriya Temizel‘in başkanlığında Ankara’da kurulmuş.

Vakıf merkezi 2012 yılında Murtaza Çelikel ve eşi Prof.Dr Aysel Çelikel tarafından İstanbul’a taşımış.

25 Haziran 2021 tarihinden itibaren çalışmalarını “Cumhuriyetimizin İkinci Yüzyılı” odaklı olarak planlamış.

Yani esas itibariyle merhum Bülent Ecevit‘in eski DSP etrafından gelen insanların kurduğu bir vakıf denilebilir. ama hepsinin merkez sağ geçmişi de var.

Ancak internet sitesinin açılış sayfasında aralarında Ahmet Davutoğlu‘nun da bulunduğu bir kümenin fotoğrafı dikkati çekiyor.


Rahmi Koç ve Ekrem İmamoğlu

50 yıl boyunca Türkiye’de toplumun merkezini temsil eden bir beraberlik

Bu tabloya bakınca şu açıkça görülüyor:iktidarın 20 yıl boyunca, “eski Türkiye” diye karaladığı ama bugünlerde çoğu beşerde özlem haline gelen bir periyotta toplumun yüzde 80’ini temsil eden Adalet Partisi-CHP merkezinin önde gelen insanları.

Ama esas itibariyle 1950-2002 arasında yarım asır bu ülkede parlamenter sistemin ana omurgasını oluşturan siyasi sıklet merkezi bu.

İşte bu türlü bir oluşumda Süleyman Demirel’i anma başlığı ile bir araya gelen bu toplumun önünde ana konuşmayı yapacak kişi olarak İBB Lideri’nin seçilmesi de şunu gösteriyor.

Türkiye yavaş yavaş merkezde yeni ve birleştirici bir portre olarak Ekrem İmamoğlu’nu görmeye alışıyor.

Dedem Demirel’in, babam Turgut Bey’in şehir başkanı

Dün akşam Rahmi Koç‘un davetinde Ekrem İmamoğlu, pazar günkü toplantıyı konuşurken şunu söylüyor:

“Rahmetli dedem Süleyman Demirel’in Adalet Partisi’nin kent lideriydi. Babam ise ANAP İl Başkanlığı yaptı.”

Yani ailesinin siyasi geçmişinde bir yandan Demirel’in “kıratı” bir yandan Turgut Bey’in “bal arısı” var.

Siyasette bu türlü bir aile mirası üzerine, 100 yıllık bir CHP’yi de koyarsanız kaç beygir gücünde bir motor ortaya çıkar…

Bunu zaman gösterecek.

İmamoğlu 3 hafta önce Bursa’daki otelde kimlerle bir araya geldi

Ekrem İmamoğlu üç hafta önce Bursa’ya gitti.

Orada Bursa iş dünyasının önde gelen insanlarıyla bir araya geldi.

O toplantıdan yansıyan kompozisyon da önümüzdeki pazar yapılacak bu toplantının fotoğrafına çok benziyor.

Ekrem İmamoğlu artık yalnızca CHP’nin adayı değil.

Çünkü şu görüş giderek yaygınlaşıyor.

22 yıl sonunda artık yeterlice yorgunluğa düşen ve içeride ve dışarıda tamiri çok güç hasara yol açan bir periyodun tamirini lakin toplumun merkezindeki bu türlü bir aday toparlayabilecek.

İşte bu işareti alan İmamoğlu son bir ayda Cumhurbaşkanlığı yürüyüşünü resmen başlattı.

Bir yandan iktidara karşı üslubunu sertleştirirken, toplumun geri kalan kısmına karşı ise giderek daha yumuşak ve birleştirici bir belagatı benimsiyor.

Görünen o ki bunun sonuçlarını da almaya başladı.


Devlet Bahçeli ve Recep Tayyip Erdoğan

Cumhur İttifakı’nda giderek barizleşen sıkıntı

Cumhur İttifakında ise giderek barizleşen bir sıkıntı var.

2028’de kimin cumhurbaşkanı adayı olacağı belli değil ve oldukça bir süre de olmayacak.

Herkes biliyor ki, “Reis”, “Aday değilim” demeden ortaya bir adayın çıkması imkansız.

Aday olursa mesele yok.

Ama olmazsa, yerine aday olacak kişi için çok geç olabilir.

Çünkü o güne kadar İmamoğlu toplumda hayli yol almış olacak.

Hiç seçim kaybetmeden mi, kaybederek mi final yapmak

Cumhurbaşkanı Erdoğan için de zor ve kritik bir tercih söz konusu.

Bugüne kadar ülke genelinde hiç seçim kaybetmeden bugüne geldi.

Ama karşısında İstanbul’da 2017 Referandumu’ndan beri sandıkta 6 kez kaybettiği genç bir aday var.

Hatırlayalım…

İstanbul’da;

(*) 2017’de referandumda hayır oyu çıktı.

(*) 2019’da yer seçimde 2 defa İmamoğlu kazandı.

(*) 2023 Cumhurbaşkanlığı seçiminde 2 sefer CHP adayı önde çıktı.

(*) 2024 belediye seçiminde AKP hezimete uğradı.

Şimdi Erdoğan’ın önünde 2 seçenek var.

Bu seçimde aday olmayı zorlamayarak hiç seçim kaybetmemiş bir başbakan ve cumhurbaşkanı olarak tarihe geçmek.

Veya seçimde yenilerek siyasetten ayrılmak.

Tek yol İmamoğlu’nu “muhtar bile seçilemez” hale getirmek

Adaylığı zorlamaya kalkarsa;

Erdoğan’ın önünde tek yol kalacak.

Yargıyı siyasi bir araç olarak kullanıp, İmamoğlu’na, hapis verdirip, “muhtar bile seçilemez” duruma getirmek.

Ama kendisi o noktadan gelip cumhurbaşkanı olan Erdoğan bu türlü bir şeyi kendisine anlatsa bile halka nasıl anlatır bilmiyorum.

Benim gördüğüm iktidar artık apaçık bir sıkıntı yaşıyor.

Giderek artan bir “şüphecilik” Külliye’nin her yanına sinmiş vaziyette.


Esenyurt Belediye Başkan Yardımcısı Yeşim Aytulum, Beylikdüzü Ensar Vakfı Bayan Kolları Başkanı’ydı

Farkında mısınız Esenyurt’ta kayyımın başına da Ensarcı başkayyım tayin ettiler

Esenyurt’taki son dunuma bakın.

“Kayyım’a bile kayyım tayin ettiler…”

Kayyım tayin ettikleri vali yardımcısına bile güvenmiyor olmalılar ki, yardımcı olarak Ensar Vakfı’ndan birini adeta “parti komiseri” ve bir nevi başkayyım olarak resmi kayyımın doruğuna diktiler.

Kayyım uygulamasında Sovyet modeline geçiş

Bu nedir derseniz, yanıtı şu:Kayyım uygulamasında “Sovyet modeline geçiş…”

Yani atanan yöneticiye bile güvenmeyip, yanına bir parti komiserini koymak…

Kısaca iktidar kendi siyaset alanını giderek daraltırken…

Ekrem İmamoğlu giderek genişletiyor.

Benim gördüğüm tablo bu.

Yüzde 56 oy almış bir merkez sağ efsanesi ile post mortem ittifak

1 Aralık günü Cevahir Otel’de olup bu tabloyu kendi gözlerimle de bir defa daha görmeye çalışacağım.

Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti’nin 12’nci Cumhurbaşkanı…

YSK hiçbir hukukçunun kabullenemediği bir yorumla üçüncü sefer seçime girme müsaadesi verdiği için, Erdoğan, 12,13,14’üncü dönem cumhurbaşkanı olarak da kaldı.

Ancak halk tarafından seçilen ilk cumhurbaşkanı…

Şimdi halk tarafından seçilen ikinci cumhurbaşkanı kim olacak diye bekliyoruz…

Ve tahmin ediyorum ki, bu ülkede bunu en iyi bilen insanlardan biri Cumhurbaşkanı Erdoğan…

Çünkü artık karşısında Kılıçdaroğlu gibi tipik bir CHP adayı yok.

Bir vakitler, oyunu Erdoğan’ın hiçbir zaman alamadığı yüzde 56’lara çıkarmış büyük siyasetçi Süleyman Demirel’in birleştirici özelliklerine sahip, bir “21’inci yüzyıl versiyonu” var.

Üstelik konjonktür Erdoğan’ı iktidara getiren ekonomik konjonktürden çok daha kötü…

Diyeceğim, bu pazar Demirel için düzenlenen bu “post mortem dalya” toplantısında, halk tarafından direkt seçilecek İkinci Cumhurbaşkanı’nı” dinliyor olabiliriz.


“Doğal besine ulaşmanın bir yolu var!”

 
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.