Ertuğrul Özkök: New York’taki bu geceden çok farklı bir Türkiye güzeli çıktı

Belki de o eğitimi yapan kimsenin göze alamayacağı bir karardı bu. Türkiye hoşluk müsabakasına katılmak istedi. Ve evvelki gece Türkiye hoşu seçildi…

O yarışırken babası Türkiye’nin en tehlikeli görevlerinden birinde
O gece sahnede yürürken babası Levent Bilgen ise Türkiye’nin tahminen de en tehlikeli görevlerinden birinin başındaydı. Ukrayna’nın başşehri Kiev’de Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil ediyordu. Tabii kimilerinin aklına şu soru gelebilir;  Bu kadar iyi eğitim yapmış bir bayan hoşluk müsabakasına girer mi? Niçin girer mi?

Koç Üniversitesi’ni bitiren biri hoşluk müsabakasına girer mi?
Girer… İdil’i işte bu yüzden çok sevdim. Ben hoşluk müsabakalarından çıkmış kusursuz insanlar tanıdım. Arzum Onan hala en takdir ettiğim insanlardan biridir. Öyle müsabakalar sayesinde Kıvanç Tatlıtuğ gibi dünya çapında bir sanatkarımız oldu. Bu insanlar yalnızca sanatlarıyla değil, birer rol modeli olarak yaşamaya devam ediyorlar.

İdil’e yapılan insafsız akınlar bana ne diyor?
Önceki geceden beri İdil’e yapılanları çok üzülerek izliyorum. Artık bir Mad Max alemine dönen sosyal medya bir toplumu nasıl bu türlü bir canavara dönüştürür şaşkınlıkla ve dehşetle görüyorum… Kimse böylesine donanımlı bir kızın hoşluk müsabakasına girme hamasetini göstermesini görmeye çalışmıyor.

Yapılan bütün tenkitler edilen hakaretler onun yalnızca sosyal medyaya yansıyan bir imgesindeki fiziki hoşluğu üzerine.

Gelin öyleyse hoşluk ne bir de onu konuşalım 
Evet orası bir hoşluk müsabakası. Ama hoşluk nedir? Acaba bu hakaretleri yağdıranlar bir salona toplansa benzeyenkız üzerinde birleşebilirler mi… Bana göre çok hoş bir kız… Karakteri, eğitimi, hamaseti, duruşu ise o hoşluğu değişik bir estetik seviyeye taşıyor. Bunları görünce kendisini arayıp konuştum. Yanılmamışım… Karşımda etkileyici genç bir bayan vardı.

İlk sorum şu oldu: niçin bu yarışa girdin?
‘Niye katıldın bu yarışmaya’ diye sordum. Yarışma sırasında da sormuşlar bu soruyu. benzer yanıtı verdi ve şunları söyledi: “Biz yalnızca yapacağımız ya da yaptığımız meslekten ibaret insanlar değiliz. Türkiye’de bütün kızlara şunu anlatmak istedim. Hem doktorluk mesleğimi yapıp, hem de içimden gelen ve zarafetle yapabileceğim bir şeyi kanıtlamaktı maksadım. Ve galiba kanıtladım da.”

Acaba yurtdışında yaşamanın verdiği yabancı b ir his mu?
Hayatının büyük kısmı yurtdışında geçti.

Oralarda eğitim yaptı. Acaba bu davranışı oradan aldığı bir kültürün verdiği, Türkiye’ye yabancı bir cüret mi? Konuya ilişkin olarak şunları söyledi: “Evet orada büyüdüm ama, babam ve annem bize hep ülkemizin bedellerini ve aidiyetimizi hatırlatarak büyüttü. Yurtdışında farklı ülkelerde kentlerde büyümemle birlikte hiç bir zaman bir Türk kızı olduğumu unutmadım, ailem de unutturmadı. Hem yurtdışı bakış açılarını öğrendim. Hem de kendi vatanımızın kıymetlerine sahip bir insan olarak geliştirmeye çalıştım kendimi. O nedenle güçlü bir Türk bayanı olarak girdim bu yanışmaya ve yurtdışında Miss World’da yeniden bu türlü güçlü bir Türk bayanı kimliğimle yarışacağım.”

Kariyeri ne olacak?
Peki bu kraliçelik onun mesleğini etkileyecek mi? “Hayır tıp eğitimimi bitirdim. Şu Anda onkoloji üzerinde uzmanlaşacağım.” İşte bu türlü bir Türk kızı kazandı bu yıl hoşluk yarışmasını…

Olimpiyatlarda 200 metre bayanlar şampiyonu 
Bu sözleri okurken aklıma bu yıl Olimpiyatlarda 200 metre bayanlar birincisi olan Amerikalı atlet Gabby Thomas geldi. Harvard Üniversitesinde nörobiyoloji kısmında lisans derecesi var. Teksas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Merkezinden yüksek lisans derecesi aldı. İyi bir tıp araştırmacısı yani… Ama hayatı mesleğinden ibaret değil.

Sosyal medyada en fazla hakaret edenler kadın 
Bu ortada onunla ilgili sosyal medya paylaşımlarında beni şaşırtan şey; en ağır tenkitlerin, hakaretlerin tekrar kadırlardan gelmesiydi. Üstelik ondan yaşça büyük bayanlar daha ön saflardaydı. Şunu şaşkınlıkla gözlemliyorum. Bir bayan şiddete uğradığı zaman bayanlar büyük bir dayanışma içine giriyor.

Ama bir bayanın muvaffakiyet öyküsü söylediği söz edilen olunca bu dayanışmayı göremiyoruz. Sanki derin bir kıskançlık başlıyor.

Yerden yere vuranlara bir çift kelamım var
İki günden beri bu kızı yerden yere vuranlara şunu söylemek istiyorum. Biliyorum tekrar sosyal medyanın verdiği cüret ve pervasızlıkla ağzınıza geleni söyleyeceksiniz ama o nefretinizi tatmin ettiğiniz zaman kıssanın bu tarafına da bir göz atın. Belki bu sizi biraz daha insaflı hale getirir. İdil Bilgen’e gelince ona da tavsiyem şu. Sosyal medya çağındayız. Bunlardan etkilenmeden yoluna devam etmeyi öğrenecek.

İdil’i kraliçe seçen jüriyi kutluyorum 
İdil Bilgen’i hoşluk kraliçesi seçen jüriyi kutluyorum. Önceki gece bir ihtilal yaptılar. Hoşluk yarışı ölçülerini değiştirdiler. Bu anlayış hoşluk müsabakalarına orijinal bir ruh kazandırabilir. Bilsinler ki İdil Türkiye’ye yakışan bir kraliçe oldu. Unutmayın bu sonuçtan sonra artık hoşluk yarışı yalnızca bir hoşluk müsabakası olmayacak…