İzmir’de Öğretmenlik Mesleği Kanun Teklifi’ne karşı ‘siyah çelenkli’ protesto: “Tarikatın bakanı Yusuf Tekin istifa”

Eğitim-İş Sendikası, Öğretmenlik Mesleği Kanun Teklifi’ne karşı ülke genelinde eş vakitli eylem kararı kapsamında İzmir Şehir Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamanın akabinde teklifle “öğretmenliğin prestijinin öldürüldüğü” belirtilerek Şehir Milli Eğitim Müdürlüğü önüne siyah çelenk bırakıldı.  Teklifin geri çekilmesi davetinin yapıldığı açıklamada “Tarikatın bakanı Yusuf Tekin istifa” sloganları atıldı.

Sendikaların ve eğitimcilerin Öğretmenlik Mesleği Kanun Teklifi’ne karşı çabası sürüyor. ‘Öğretmenlerin itibarsızlaştırıldığı ve özlük haklarının korunmadığı’ münasebetleriyle eleştirilen kanun teklifine karşı Eğitim-İş Sendikası, bugün ülke genelinde eş vakitli basın açıklaması yaptı.

İzmir’deki İzmir Şehir Milli Eğitim Müdürlüğü önünde yapılan açıklamada, eğitimciler “Tarikatın bakanı Yusuf Tekin istifa”, “Dur de dur de ÖMK’ya dur de” ve “Meslek kanunu dediniz, ihanet ettiniz” sloganları atarak teklifin geri çekilmesi davetinde bulundu.

Müdürlüğe ‘sendika ayrımı’ tepkisi

Sendikanın açıklamayı Milli Eğitim Müdürlüğü bahçesinde yapmasına izin verilmedi. Eğitim Bir-Sen’in haziran ayında bahçede açıklama yaptığına dikkat çekilerek sendikalar arasında ayrımcılık yapıldığı vurgulandı.

Şen: “Ben yaptım oldu’cu tutumunu sürdürmektedir”

Eğitimciler ismine açıklamayı Eğitim-İş İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Özgür Şen okudu. Kanun teklifinin TBMM Genel Kurulu’ndan geçmesine izin verilmeyeceği belirtilen açıklamada, şöyle dendi:

“Uzun bir müddettir halkın istemediği, razı olmadığı, yarar bulmadığı kararları; halka karşın çıkartarak, ülkemizin esaslı demokrasi kültürünü hiçe sayan iktidar, bir gericileştirme laboratuvarı olarak gördüğü eğitim alanında da bu ‘ben yaptım oldu’cu halini sürdürmektedir.

Sadece mesleğimizin değil, milli eğitim sisteminin de üzerine kara bir bulut çöken Öğretmenlik Meslek Kanunu; öğretmenlerin, eğitim işçilerinin, uzmanların, eğitimin diğer bileşenleri ve ilerici kamuoyunun itirazlarına karşın, bu hafta TBMM’den geçirilmek istenmektedir.
Eğitim-İş olarak, en başından beri bu kanun tasarısının hem var edilme biçimine hem de içeriğine dair mücadele verdik.

“Defalarca söyledik”

Eğitim işçilerine fikri dahi sorulmadan hazırlanan ÖMK’nin;
* Öğretmenliğin, esasen bir uzmanlık mesleği olduğu gerçeğini hiçe saydığını;
* Öğretmenlerin diplomalarını, birikimlerini, mesleksel deneyimlerini görmezden geldiğini;
* Öğretmenleri, ülkede diploması geçersiz sayılacak tek meslek grubu haline getireceğini;
* Zati kontratlı, fiyatlı, takımlı benzeri kategoriler altında sömürülen öğretmenlerin bu vesileyle bir defa daha ayrıştırılacağını ve okullardaki çalışma barışının baltalanacağını;
* Kurulmak istenen Milli Eğitim Akademisinin, tarif ve işleyişindeki belirsizlikler nedeniyle, tıpkı mülakat sistemii aydın eğitimcileri sistemden ayıklama ve yandaşları ödüllendirme görevi göreceğini;
* Halihazırda liyakatsizce atanmış eğitim yöneticilerinin yarattığı haksızlıklarla boğuşan eğitim işçilerinin üzerindeki mobbing baskısını, daha da artıracağını;
* Bu kanunda öğretmenlerin özlük haklarını, ekonomik ve çalışma şartlarını güzelleştirecek hiçbir madde olmadığını;
* Kangren haline gelmiş atanmayan öğretmenler probleminin, özel okul öğretmenlerinin vahim durumunun, fiyatlı ismi altında sömürülen yüzbinlerce eğitim işçisinin halinin görmezden gelindiğini; tekraren söyledik.

“İşimizi yapacak ve size ders vereceğiz”

Bu mevzuda MEB’e raporlar, Anayasa Mahkemesine somut görüşler sunduk. Alanlara çıktık. ÖMK’ye karşı yükselen itirazı örgütledik; yıllardır yan yana dahi gelmemiş eğitim sendikalarının alanlarda ortak ses çıkarmasına ön ayak olduk.

Ama şimdi, bu kadar mücadeleye ve somut itiraza karşın; bu kanun Meclisten, iktidarın oradaki aritmetiğinin de verdiği özgüvenle geçirilmek isteniyor. Milletin egemenliğinin sembolü olan Meclisten; milletin aleyhine, milli eğitim sisteminin aleyhine, geleceğimizin aleyhine bir kanun geçirilecekken, bizlerin eli kolu bağlı oturması bekleniyor.

Bugün hem Milli Eğitim Bakanlığının önünden hem de Türkiye’nin tüm vilayetlerindeki alanlardan sesleniyoruz:

Boyun eğmeyeceğiz! Mesleğimizi, uzmanlığımızı, saygınlığımızı çiğnemenize müsde etmeyeceğiz! Yalnızca bu kadar da değil; eğitimi tarikatlara, gözünü kâr hırsı bürümüş işverenlere her gün biraz daha terk etme planınıza karşı, içinde Cumhuriyet ve bilim olmayan gerici müfredatınıza karşı verdiğimiz mücadeleyi de sürdüreceğiz!

Birbirimize, okullarımıza, Başöğretmenimizin bizlere emanet ettiği öğrencilerimize sahip çıkacağız! İşimizi yapacak ve size ders vereceğiz!”

Açıklamanın akabinde eğitimciler, teklifle “öğretmenliğin prestijinin öldürüldüğü” gerekçesiyle Milli Eğitim Müdürlüğü önüne siyah çelenk bıraktı.