Kayyum atamaları AKP ve CHP’de nasıl yorumlandı, hangi adımların atılması planlanıyor?
Ayşe Sayın
Ankara
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “Öcalan çıkışını”, “tarihi imkan penceresi” olarak nitelendirerek destek vermesinin üzerinden bir hafta geçmeden, dört belediyeye kayyum atanması, “tarihi imkan penceresi açılmadan kapandı mı?” sorusunu siyaset gündemine taşıdı.
Muhalefet cephesinde, iktidarın “daha sert, kutuplaştırıcı” bir siyaset izleyeceği yorumu yapılırken; CHP ve DEM Parti meydanlarda kayyuma karşı ortak eylem ortaya koydu.
Bundan sonra atacağı adımlar merak edilen iktidar partisinde ise kayyum atamalarının Bahçeli’nin çıkışı ile başlayan sürecin sonlanması manasına gelmediği savunularak, “Çağrı net, önce örgüt lağvedilsin, silah bırakılsın, diğer bahisler ondan sonra konuşulur” yorumu yapılıyor.
CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’e, 30 Ekim’de görevden el çektirilerek yerine kayyum atanmasından sonra, Pazartesi günü de Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, Batman Belediye Başkanı Gülistan Sönük ve Halfeti Belediye Başkanı Mehmet Karayılan görevden alındı ve yerlerine kayyum atandı.
Bahçeli’nin daveti üzerine Abdullah Öcalan’a 43 ay sonra yeğeni ve DEM Parti milletvekili Ömer Öcalan’la görüşme müsaadesi verilmesi; akabinde Erdoğan’ın da bu çağrıyı “tarihi imkan penceresi” olarak nitelendirip Bahçeli’ye teşekkür etmesinin üzerine kayyum atamaları, iktidarın adımlarına temkinli yaklaşsalar da gerek DEM Parti, gerekse CHP için beklenen bir durum değildi.
AKP: Kayyum, Bahçeli’nin çıkışından bağımsız
İktidar kanadında, kayyum atanmasının Bahçeli’nin çıkışından bağımsız olduğu savunuluyor. Belediye başkanları hakkındaki “terör soruşturmasının” tüzel sonucu olduğu ileri sürülüyor.
AKP kulislerinde, kayyum atamaları ve önümüzdeki sürece ilişkin “nüans farkı” olan iki görüş öne çıkıyor.
Bazı AKP’liler, Erdoğan’ın Kürtlere yaptığı davete dikkat çekerek kayyum atamasının “uzatılan elin geri çekilmesi manasına gelmediğini” savunuyor. Buna benzeyensüreçlerde “müzakere ile mücadelenin bir ortada yürüyebileceğini” ifade ediyor.
Ancak iktidar partisinde yüklü görüş, Öcalan’ın örgütü önkoşulsuz lağvetmeden ve silah bıraktırmadan, bir müzakere olmayacağı yönünde.
Cumhur İttifakı’nın Kürtlere uzattığı elin, muhatapları açısından da turnusol kağıdı olacağını savunan bir AKP yöneticisi, “Biz el uzattık, ‘Siz dost musunuz düşman mısınız?’ diyoruz.. ‘Dostuz’ diyorsanız o zaman konuşuruz, zıddıysa konuşacak bir şey yok. Bu silahlı örgütü lağvediyor musunuz? Bunu yaptıktan sonra gelin her şeyi konuşalım. Hem buradayım, hem oradayım; olmaz” yorumunu yaptı.
‘Eski devrin tarzlarıyla yeni dönem okuması yapamayız’
İktidar partisi kurmayları, durumun “açılım”, “çözüm süreci”i sözlerle tanımlanmasına karşı çıkıyorlar.
İktidar partisinde yeni devrin şifreleri şöyle özetleniyor:
“Eski periyodun adaplarıyla, yeni dönem okuması yapamayız. Bu mevzuda bir al-ver pazarlığı olamaz. ‘Anadilde eğitim, özgürlük, tecrit, hukuk’ diye süreci uzatmaya gerek yok. ‘Örgütü lağvediyoruz, silah bırakıyoruz, şiddete hayır diyoruz’. Bunu söylemeleri lazım.
“Bugün Türkiye’nin güvenlik sorunu var. Ortadoğu’da istikrarlar değişiyor. ‘Ben bu ülkenin parçasıyım, bu ülke benim de ülkem’ diyorsan bu suç çetesine dönüşecek yapıya destek olmayacaksın. Herkes buradaki çizgisini açıkça ortaya koymalı.”
CHP seçimi zorlayacak: Erdoğan’ın açacağı en iyi imkan penceresi ilkbaharda seçim
Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atanmasının akabinde Antalya’daki milletvekili kampını İstanbul’a taşıyan ve üç gün boyunca yapılan tartışmalarda önümüzdeki sürece ilişkin yol haritasını belirleyen CHP idaresinin ortaklaştığı en çok önemli husus, iktidara “erken seçim baskısı” oluşturulması kararı oldu.
Bu kapsamda, milletvekilleri parti yöneticileri, Parti Meclisi üyeleri; Anadolu’nun çeşitli vilayetlerinde, pazar yerlerini ziyaret ederek yurttaşın ekonomik meselelerini Türkiye gündemine taşıma kararı alındı.
CHP Lideri Özgür Özel’in bir müddettir “erken seçim” daveti yaptığına dikkat çeken parti kurmayları, “Elbette yalnızca bizim çağrımızla erken seçim olmaz. Erken seçim kararı için de sayımız kâfi değil. Ekonomik dertler ortada ve bu önümüzdeki yıl daha da artacak. Şayet halk talep ederse, ikidar erken seçimden kaçamaz” değerlendirmesini yapıyorlar.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Bahçeli’nin Öcalan’a davetiyle başlayan sürece ilişkin “tarihi imkan penceresi” kelamlarının derhal akabinde kayyum atamalarının başladığına dikkat çeken partili kurmaylar; iktidarın bir sefer daha “Meclis tabanında, şeffaf, yasal alt yapısı oluşturulmuş” bir tahlil süreci niyetinde olmadığını ortaya koyduğunu savunuyorlar:
“Erdoğan bu stten sonra Türkiye’ye tek bir imkan penceresi açabilir, o da baharda bir seçim. Bu hepimiz için bir baht olur”.
CHP’de ayrışma yaşanır mı?
Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atanmasının ardından, parti yönetimi bütün belediye başkanlarını İstanbul’a destek için çağırmıştı. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burcu Köksal, Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın da aralarında bulunduğu birtakım belediye liderlerinin, İstanbul’a gitmemesi siyasi kulislerde “CHP’de kayyum çatlağı” olarak yorumlanmıştı.
CHP kurmayları, partili belediye başkanları ya da milletvekilleri içinde farklı düşünen kümelerin yeni olmadığını ve kritik hususlarda farklı görüşler dile getirilmesinin “bölünme, ayrışma” manasına gelmeyeceğini savunuyorlar:
“Biz sosyal demokrat bir partiyiz ama farklı hassaslıkları olan arkadaşlarımız var. Daha muhafazakar düşünen ya da daha ulusalcı düşünenler var, bu hep olacaktır.
“Bazı ardaşlarımız da haklı mazeret bildirdi, mesela yurt dışında olanlar var.
“Kamptaki toplantılarda da farklı, eleştirel görüşler dile getirenler oldu.acil, kritik mevzularda, hangi kanattan olursa olsun ortaklaşılır.
“Esenyurt Belediye Başkanı hakkında farklı düşünenler olabilirfakat hiçbir arkadaşımız kayyumu savunmaz.”
İmamoğlu’nun önderleri ziyareti: Genel Başkan’la istişare ile alınmıştır
Dört belediyeye kayyum atanmasının akabinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkanı sıfatıyla parlamentoda grubu bulunan siyasi partilerin genel başkanları ile TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’tan randevu istedi.
Bu kararın CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile görüşerek alındığını belirten parti yöneticileri, bu planlamanın nedenini ise şöyle anlatıyorlar:
“Ekrem İmamoğlu bu ziyareti TBB Başkanı sıfatıyla yapıyor. Çünkü Mardin Büyükşehir, encümenlerden biri.
“İmamoğlu’nu bu sıfatıyla Türkiye’deki belediyelerin hukukunu müdafaa mecburiliği var. Ayrıyeten iki farklı partinin belediyesine hukuksuz şekilde kayyum atanmış. Elbette TBB’nin başındaki kişi de bunu siyasi partilere anlatmak durumunda.”