Mansur Yavaş: Hukukun üstünlüğüne, adaletin bir gün mutlaka yerini bulacağına yürekten inanıyorum
Ankara’nın başkent oluşunun 102’inci yıl dönümü dolayısıyla Kocatepe Kültür Merkezi’nde düzenlenen resepsiyonda konuşan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, ”Biz demokrasinin, yalnız sandıkta değil; adalette, eşitlikte, şeffaflıkta ve vicdanda yaşatılması gerektiğine inanıyoruz. Çünkü biliyoruz ki; bir ülkenin gerçek gücü, kurumlarının adil, yöneticilerinin dürüst, yurttaşlarının da özgür olmasıyla ölçülür. Bu yüzden hiçbir kararın, hiçbir hesaplaşmanın, demokrasimizin itibarına gölge düşürmesine razı değiliz. Ben, bu milletin evladı olarak kalben inandığım bir şeyi bir kez de sizlerin önünde söylemek istiyorum. Hukukun üstünlüğüne, adaletin bir gün mutlaka yerini bulacağına yürekten inanıyorum” dedi.
Ankara Büyükşehir Belediyesi, Ankara’nın başkent oluşunun 102’inci yıl dönümü dolayısıyla Kocatepe Kültür Merkezi’nin açılışını yaparak bir resepsiyon düzenledi. Resepsiyona birçok siyasi, büyükelçi, sanatçı ve gazeteci katıldı.
Resepsiyonda konuşan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş şunları kaydetti:
”Ankaramız’ın başkent oluşunun 102. yıl dönümünü büyük bir gururla, onurla ve aynı zamanda derin bir sorumluluk bilinciyle kutluyoruz.
13 Ekim 1923… Bir millet küllerinden doğarken, bu toprakların kalbi Ankara’da atıyordu. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, bu kadim kenti yalnızca coğrafi değil; ahlaki, fikri ve vicdani bir merkez olarak gördüler. Ankara, Milli Mücadele’nin karargâhı; bağımsızlığın, aklın ve Cumhuriyetin başkenti oldu. O gün alınan karar, sadece bir şehir seçimi değildi. O karar, Anadolu’nun bağrından yükselen iradenin ebedi bir simgesi haline geldi. Ve o irade, 102 yıldır bu topraklarda adalet, liyakat, özgürlük ve eşitlik gibi evrensel değerlerle yaşamaya devam ediyor.
Ankara, binlerce yıllık tarihi boyunca hep medeniyetlerin merkezi olmuştur. Galatların, Romalıların, Selçukluların ve Ahilerin şehri, başkenti. Cumhuriyetin temellerinin atıldığı bu şehir, geçmişin izlerini gururla taşırken, geleceğin de yolunu aydınlatıyor.
”Ankara, artık sadece Türkiye’nin değil; dünyanın sayılı başkentlerinden biri”
Bugün 6 milyonu aşan nüfusu, modern yapıları, üniversiteleri, sanayisi, yeşil alanları ve kültürel çeşitliliğiyle Ankara, artık sadece Türkiye’nin değil; dünyanın sayılı başkentlerinden biri haline gelmiştir.
”Biz bu şehrin ruhunu da onarıyoruz”
Bizler de bu bilinçle; tarihini koruyan, doğaya saygılı, dayanışmayı önceleyen, çağdaş ve adil bir Ankara için çalışıyoruz. Yaklaşık 7 yıldır her adımımızda bu hedefi rehber edindik. Görev süremiz boyunca; Başkentimize 20 milyon metrekare yeni yeşil alan kazandırdık. Tarihi değerlerimize önem verdik. Ankara Kalesi ve çevresindeki yüzlerce tescilli yapıyı restore ettik, ediyoruz. Tarih ile modernliği buluşturarak kültürel mirasımızı yaşatıyoruz. Ve en önemlisi; bu şehirde hiç kimsenin yalnız hissetmemesi için sosyal yardımları, dayanışma ağlarını ve halkla doğrudan temas kuran projeleri büyütüyoruz. Parti rozeti taşımadan, oy veren, vermeyen her vatandaşımıza eşit hizmet götürüyoruz. Ankara artık yalnız Türkiye’nin değil, dünyanın da gözbebeği bir şehir. Bugün 53 kardeş başkentle ortak projeler yürütüyoruz. Pandemi döneminde başlattığımız ‘Başkentler Dayanışması’ ile 43 ülke arasında bilgi ve dayanışma köprüsü kurduk ve birikimlerimizi paylaştık. Ankara’yı barış, iş birliği ve dostluk diplomasisinin merkezi haline getirdik, getirmeye de devam ediyoruz. Aslında Biz bu şehrin ruhunu da onarıyoruz. Çünkü Ankara, sadece taş ve betondan ibaret bir başkent değil; yardımlaşmanın, iyiliğin, vicdanın ve kardeşliğin başkentidir.
”Hiçbir hesaplaşmanın, demokrasimizin itibarına gölge düşürmesine razı değiliz”
Kıymetli Misafirler; sözlerimi tamamlamadan önce birkaç hususa da değinmek istiyorum. Kişisel olarak ben şunlara inanıyorum: Demokrasi, bizim için yalnızca bir yönetim biçimi değil; bu milletin karakterinin, iradesinin ve onurunun en açık tezahürüdür. Atalarımızın canıyla, kanıyla kazandığı bu mirası korumak hepimizin boynunun borcudur. Biz demokrasinin, yalnız sandıkta değil; adalette, eşitlikte, şeffaflıkta ve vicdanda yaşatılması gerektiğine inanıyoruz. Çünkü biliyoruz ki bir ülkenin gerçek gücü, kurumlarının adil, yöneticilerinin dürüst, yurttaşlarının da özgür olmasıyla ölçülür. Bu yüzden hiçbir kararın, hiçbir hesaplaşmanın, demokrasimizin itibarına gölge düşürmesine razı değiliz. Ben, bu milletin evladı olarak kalben inandığım bir şeyi bir kez de sizlerin önünde söylemek istiyorum. Hukukun üstünlüğüne, adaletin bir gün mutlaka yerini bulacağına yürekten inanıyorum.
”Hiçbir koltuk; adaletin ve halkın vicdanının üstünde değildir”
Bugün de aynı inançla söylüyorum: Hiçbir makam, hiçbir imza, hiçbir koltuk; adaletin ve halkın vicdanının üstünde değildir. Demokrasiye inanmak, sadece oy kullanmakla değil; her koşulda doğruyu savunmakla mümkündür. Biz o doğruyu savunmaya devam edeceğiz. Adaletin terazisine güveniyoruz. Milletimizin vicdanına güveniyoruz. Bizim yönümüz hukuk, pusulamız vicdandır.
”Bu şehir, Cumhuriyetin kalbi olmaya devam edecektir”
Kıymetli konuklar, Ankara’nın başkent oluşunun 102. yılı kutlu olsun. Aynı zamanda Kocatepe Kültür Merkezi’ni de yeniden açmanın gururunu taşıyoruz. Hayırlı uğurlu olsun. Bu da Ankara’mızda kültüre, sanata ve birçok toplantıya İnşallah hizmet edecek. Bu şehir, Cumhuriyetin kalbi olmaya, adaletin, vicdanın ve iyiliğin başkenti olmaya devam edecektir. Bu vesileyle, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, bu toprakları bize vatan yapan tüm kahramanlarımızı, aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.
Cumhuriyet ilk kurulduğu zaman özellikle şu andaki büyükelçilerimizin birçoğu belki de biliyor, maalesef bazı büyükelçiler Ankara’ya bir türlü taşınmak istemediler. Çünkü Cumhuriyet kurulduğu zaman bunun uzun süre yaşayacağına inanmıyorlardı. Ama Mustafa Kemal Atatürk özellikle Ankara’da kendisini Seğmenler karşıladıktan sonra ve bu Ankara’ya o kadar çok güveniyordu ki diretti , diretti ve ‘burası Cumhuriyet’in başkenti olmaya devam edecektir’ dedi. O gün gelmek istemeyen büyükelçilerin hepsi de bu kararlılığı gördükten sonra Ankara’ya geldiler ve bugün bütün ülkelerimizin büyükelçileriyle beraber inşallah diplomasinin, demokrasinin keyfini hep birlikte yaşıyoruz, yaşamaya da devam edeceğiz. Türkiye Büyük Millet Meclisimiz de, Cumhuriyet’in kurulduğu bütün binalarımızla İnşallah ilelebet sonsuza kadar yaşamasını diliyor, hepinize ‘hoş geldiniz’ diyor. Hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum.”
Resepsiyon, Yavaş’ın konuşmasından sonra Seğmenlerin dans gösterisi, ”Küllerinden Doğuşun Başkenti” belgesel gösterimi ve ”Cumhuriyet’in Işığı Ankara” müzik dinletisi ile devam etti. (ANKA)