Saraçhane protestoları davası: Mahkeme, polislerin tanık olarak dinlenmesini istedi; duruşma ertelendi

Saraçhane protestolarına katılan sosyal medyada “Basel” olarak tanınan Bekir Aslan’ın da aralarında bulunduğu 45 kişinin “kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama” iddiasıyla açılan davanın ikinci duruşması bugün görüldü. Aynı dosyada bulunan 90 kişinin ilk 45’inin geçen hafta görülen duruşmada savunma yapmasının ardından bugün diğer 45 kişi hâkim karşısına çıktı. Savunma yapan kişilerden biri “Tekmelendik, boynumuz, kafamız polis memurları tarafından ezildi. Küfürlere ağır hakaretlere maruz bırakıldık. Tüm bunlar İstanbul’un seçilmiş belediye başkanının diplomasının iptal edilip gözaltına alınmasını protesto ettiğimiz için oldu” ifadelerini kullandı. Mahkeme, Emniyet tutanağında imzası bulunan polis memurlarının tanık olarak dinlenmesini istedi. Duruşma 17 Ekim’e ertelendi. 

CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun lisans diplomasının iptali ve gözaltına alınmasıyla İstanbul Üniversitesi’nin başlattığı protestolar, İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla ivme kazanarak devam etti. Saraçhane’deki protestolara katıldıkları gerekçesiyle 139 kişi hakkında “kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama” iddiasıyla açılan davanın ikinci duruşması İstanbul 62. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

“Saraçhane’de olabilecek en kötü muamelelere maruz bırakıldık”

Duruşmada savunmaları dinlenen öğrencilerden biri şu ifadeleri kullandı:

“Saraçhane’de olabilecek en kötü muamelelere maruz bırakıldık. Tekmelendik, boynumuz, kafamız polis memurları tarafından ezildi. Küfürlere ağır hakaretlere maruz bırakıldık. Tüm bunlar İstanbul’un seçilmiş belediye başkanının diplomasının iptal edilip gözaltına alınmasını protesto ettiğimiz için oldu. Öğrencilere karşı sağlık odalarının belirlemelerine göre kimyasal gazlar sıkıldı, birçok kişi çıplak aramalara maruz bırakıldı. Bir yerde suç aranıyorsa bu polislere bakılmalıdır. Şu bilinsin ki üniversitelerde demokratik ortamları oluşturana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz.”

“Ben bu ülkenin vergi veren bir vatandaşı olarak böyle bir muameleyi kabul etmiyorum”

Saraçhane yaşadıklarını anlatan başka bir kişi şöyle konuştu:

“22 Mart sabahı evim basıldı ve gözaltına alındım. Neden gözaltına alındığımı sorduğumda bilmediklerini fark ettim. Onlar da bilmiyordu. Eyleme katıldığımı söylediler. Nezarete koyuldum. Yerler çok pisti, asla temizlenmemiş gibiydi. Orada ifade vermeye gittiğimde gözaltı nedenimi öğrendim. Attığım bir tweet gerekçe gösterildi. Ben sosyal medya üzerinden çok fazla iş yapıyorum. Hesabım incelenirse sadece iş için olduğu zaten anlaşılır. Regl olan arkadaşlarımız vardı, yaklaşık 40 saat boyunca kan içinde oturdular. Ne uyku uyuttular ne yemek verdiler. Ben bu ülkenin vergi veren bir vatandaşı olarak böyle bir muameleyi kabul etmiyorum.” 

“Derhal beraat talebimizi yineliyoruz”

Duruşmada söz alan bir avukat şu ifadeleri kullandı:

“Müvekkil sokağa çıkma, greve gitme ve boykot çağrıları hakkında atılan tweetler suç olarak gösterilmiş. Bu gösterilenlerden hiçbiri suç değil. Burada bulunmaları ve haklarında dava açılmış olması tamamen hukuksuz. Derhal beraat talebimizi yineliyoruz

Mahkeme 22 Mart tarihli tutanakta imzası bulunan polislerin dinlenmesini istedi

Ara kararını açıklayan mahkeme, 22 Mart tarihli kolluk tutanağında imzası bulunan polis memurlarının tanık sıfatında dinlenmesini istedi. Bir sonraki duruşma 17 Ekim’e ertelendi.