Üniversite öğrencileri protestolarını nasıl sürdürüyor, akademik boykot devam ediyor mu?
Berza Şimşek
Görevden uzaklaştırılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu‘nun gözaltına alınması sonrası yıllar sonra ilk defa üniversitelerde protesto şovları düzenlendi. Ekrem İmamoğlu ile birlikte diploması iptal edilen 28 şahıstan biri olan Prof. Dr. Aylin Aty Saybaşılı‘nın öğretim üyeliği yaptığı Galatasaray Üniversitesi, akademik boykotun başladığı ilk üniversite oldu. 24 Mart’ta Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin (ODTÜ) daveti ile akademik boykot diğer üniversitelere yayıldı. Derslere girmeyen öğrenciler yerleşkede farklı etkinlikler düzenleyerek, adil yargılanma, fikir ve ifade özgürlüğü, kaliteli ve ucuz yemekle yurt gibi taleplerini gündeme getirdi. Üniversite öğrencileri bu protesto şovlarını “Hak, Hukuk, Adalet” sloganıyla sokaklara da taşıdı. CHP’nin İstanbul Saraçhane’de düzenlediği protesto şovlarına katılanların da çoğu gençti. Türkiye’nin farklı yerlerinde düzenlenen protesto şovlarında ve ev baskınlarında çoğu genç 300 civarında kişi tutuklandı. 11 Nisan itibarıyla tutuklananların yarısından çoğu tahliye edildi. 7 Nisan’da bayram tatilinin sona erip eğitim ve öğretimin yeniden başlamasıyla üniversite öğrencilerinin protestolarını bundan sonra sürdürüp sürdürmeyecekleri ve bunu nasıl yapacakları merak ediliyor. BBC Türkçe Hacettepe, ODTÜ, Galatasaray ve Mimar Sinan üniversitelerinden boykot kurulu temsilcileri ile konuşarak bu sorunun cevabını aradı. Güvenlik dertleri nedeniyle talepleri üzerine isimleri bilinmeyen tutuldu.
Öğrenciler nasıl örgütleniyor?
BBC Türkçe‘nin üniversite temsilcilerinden edindiği bilgiye göre, farklı üniversitelerin boykot komitelerini bir araya toplayan bir koordinasyon grubu bulunmuyor. Bunun yerine her üniversitenin kısımlarında ve fakültelerinde başka farklı kararlar forumlarla alınıyor. Bu nedenle kısım ve fakültelerdeki protesto biçimleri farklı farklı oluyor. fakat Türkiye’deki üniversiteler arasında bağlantısı sağlayacak bir koordinasyon grubunun kurulması planları var. BBC Türkçe‘nin boykot kurullarından edindiği bilgiye göre, üniversitelerde geniş çaplı akademik boykot devam etmiyor. Bunun yerine açık dersler, oturma eylemleri, dayanışma konserleri ve tiyatro şovları gibi etkinliklerle hem taleplerini hem de tutuklu öğrencileri gündemde tutmayı amaçlıyorlar. Düzenledikleri kermeslerle de ekonomik boykotu sürdürüyorlar.
Akademik boykot neden bitti?
24 Mart’ta ODTÜ’nün daveti ile başlayan akademik boykota, bilhassa İstanbul ve Ankara’daki bir dizi üniversite katılım göstermişti. fakat akademik boykot, Galatasaray Üniversitesi hariç şu an geniş çaplı devam etmiyor. Az sayıda da olsa süresiz boykot kararı alan kısımlar bulunuyor. Öğrenciler her halükarda serbest bırakılana kadar tutuklu arkadaşları ile farklı hallerde dayanışmaya devam edeceklerini söylüyorlar. BBC Türkçe‘nin konuştuğu temsilciler, imtihan dönemi başlayan öğrencilerin boykot talep etmediğini, bu nedenle de forumlardan geniş çaplı boykot kararlarının çıkmadığını anlatıyor. Boykot temsilcileri, akademisyenlerin rektörler aracılığıyla Yükseköğretim Şurası’ndan (YÖK) baskı altında oldukları için akademik boykota açıkça destek vermekte zorlandıklarını da söylüyor. YÖK, tüm üniversitelere akademik boykotu destekleyen öğrenci, öğretim üyeleri ve idari işçi hakkında gerekli adli ve idari süreçlerin yapılması ve bu bahiste kendilerine bilgi verilmesini istemişti. BBC Türkçe de bu yazıyı bağımsız olarak teyit etti.
Öğrenciler mektup göndererek tutuklu arkadaşlarıyla dayanışmayı sürdürüyor
YÖK’ün yazısında, adli ve idari süreçlere destek olarak, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu gösterildi. 5237 sayılı kanun, kamu tertibi ve güvenliği dahil farklı bahislerde muhafaza sağlıyor. 2547 sayılı kanunsa bütün yükseköğretim kurumlarının ve üst kuruluşlarının çalışmasını düzenliyor.
8 Nisan Çarşamba günü üniversite öğrencileri bu talimatı protesto etmek için YÖK binası önünde toplandı. BBC Türkçe‘nin edindiği bilgiye göre, Bilkent Üniversitesi’nin yaptığı davetle ODTÜ, Hacettepe, Ankara üniversitelerinden öğrenciler protestoya katıldı. Hacettepe Üniversitesi boykot komitesinden protestoya katılan bir öğrenci BBC Türkçe’ye, yaklaşık 200-250 göstericinin toplandığını, YÖK binasının çevik kuvvet polisi tarafından sarıldığını, emniyet üniteleriyle müzakereler sonucunda basın açıklaması yaptıktan sonra müdahale olmadan şovun sona erdiğini anlattı. Basın açıklamasında şu tabirler yer aldı: “Üniversite bileşenlerine yönelik yapılan bu tehdit açıklamasını tanımıyoruz. Gençliği ‘aşırı grup’ ve ‘yasa dışı örgüt’ yaftalarıyla marjinalleştirmeye çalışanlara izin vermeyeceğiz. “Son haftalarda olduğu, bulunduğumuz her alandan dayanışma içerisinde, tüm arkadaşlarımızın katılımcı olduğu kampüslerimizden ve sokaklardan mücadeleyi büyütmeye devam edeceğiz.”
Hacettepe Üniversitesi’ndeki imtihanlarda tutuklanan öğrenciler için sembolik olarak bir sandalye ayrılıyor
Akademik boykotun “geniş çaplı devam ettiği” Galatasaray Üniversitesi boykot komitesi üyesi BBC Türkçe‘ye, “Derslere girmemek yönünde kararlıyız. ama imtihan haftası geldi. Hocalarla konuşup vizeyi ertelemelerini yahut ödeve çevrimelerini istedik” diyor. Rektörlükten akademik boykotu sona erdirmeları yönünde şimdiye kadar baskı görmediklerini söyleyen öğrenci, bundan sonraki adımlarına dair şöyle konuşuyor: “İktidarın siyasetleri çerçevesinde dinamik değişiyor çoğu şeyler. O yüzden aslında çok da önünü kestiremediğim bir gençlik hareketi var.”
Mimar Sinan Üniversitesi boykot komitesi üyesi, okula destek için gelen mezunların özel güvenlik tarafından zorla çıkarıldığını anlattı.
Hacettepe, ODTÜ ve Mimar Sinan’da ise akademik boykot çoğunlukla sona ermiş durumda. Güzel Sanatlar Fakültesi, Hacettepe’de akademik boykotun devam ettiği kısım. Üniversitenin boykot komitesinden bir öğrenci BBC Türkçe’ye, 7 Nisan Pazartesi dekana taleplerini iletmek isteyen Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencilerinin özel güvenlik tarafından engellenmeye çalışıldığını, oturma eylemi de içeren yaklaşık 6 st süren eforun sonucunda dekanla görüşebildiklerini anlattı. Aynı öğrenci, dekanın öğrencilerin taleplerine yazılı beyanla cevap vermeye söz verdiğini aktardı. BBC Türkçe‘ye bilgi veren ODTÜ boykot komitesinden bir öğrenci, sayısal olarak okulun yarısından fazlasına tekabül eden mühendislik fakültelerinden destek gelmeyince akademik boykotu bitirdiklerini ve herkesi kapsayacak farklı etkinliklere yöneldiklerini anlattı: “İktisadi İdari Bilimler Fakültesi’nde, Beşeri Bilimler Fakültesi’nde, Mimarlık Fakültesi’nde boykotu devam ettirmek pratikte mümkün görünse de, mühendislik fakültelerinde bu türlü bir durum olunca öğrencilerin bölüneceği bir durum yaratmakta. “Boykota dahil olmayan insanların da içinde bulunabileceği mücadele araçlarını nasıl kullanırız kanısıyla boykotu bitirdik.”
Akademisyenler baskı altında mı?
BBC Türkçe‘nin sorularını yanıtlayan bir Hacettepe Üniversitesi öğretim üyesi, YÖK’ün açıklamasının akademik ve idari işçiye duyurulduğunu söylüyor. Aynı öğretim üyesi, dekanların kısım başkanları üzerinden kelamlı yahut yazılı olarak akademisyenlere yoklama almaları ve imtihan yapmaları talimatı verdiğini kaydediyor. Buna karşılık akademik boykot sırasında kimi hocaların hiç yoklama almadıklarını, kimilerinin yoklama almalarına karşın kayda geçirmediğini, kimilerinin da sesli bir şekilde yoklama aldığını aktarıyor. Öğretim üyesine göre, dekanlar derslerin yapılıp yapılmadığını birtakım fakültelerde derse girerek denetim ediyor.
Üniversitedeki bir harekette 4500 akademik işçiden yalnızca 30-40’ının orada bulunduğunu anlatan aynı öğretim üyesi şunları söylüyor: “Kişisel müşahedem akademisyenler hareketlere genel olarak destek vermekle birlikte pek görünür olmak istemiyorlar, bu nedenle açıktan destekleyici akademisyen sayısı çok değildi.” Rektörlüğün akademisyenlerden, 14 Nisan itibariyle öğrencilerin telefonlarından giriş yapmalarını gerektiren e-yoklama sistemini uygulamaya sokmalarını istediğini söyleyen öğretim üyesi, bu uygulamanın şu an genelleşmesinin “manidar” olduğunu belirtiyor.
ODTÜ, polis müdahalesinin en ağır yaşandığı yerlerden biri oldu (20 Mart 2025)
BBC Türkçe‘nin sorularını yanıtlayan Mimar Sinan Üniversitesi’nden bir öğretim üyesi ise, rektörlük tarafından boykota destek vermemeleri konusunda akademisyenlere bir ikaz yapılmadığını söylüyor. Ancak idarenin genel olarak “akademinin teamüllerine aykırı tavrından ve sert hal ile telaffuzlarından dolayı” akademisyenlerin açıkça destek vermekten çekindiğini anlatıyor. “Hocaların üzerinde başına bir şey gelebileceğine dair çoğu zaman bir çekince var” diyor. Bazı akademisyenlerin açık ders verdikleriniboykot davetinde bulunmadıklarını söylüyor. “Akademisyenler öğrencilerle genel olarak bir duygusal dayanışma içerisindeler ama öğrencilerin [aksi yöndeki] taleplerine karşın yoklama almayı ve imtihanları yapmayı sürdürüyorlar” diyor. Bunun nedenini şöyle açıklıyor: “Yasal olarak o denli bir şey yapamayız. Hepimiz devlet memuruyuz, görev yerimizi terk edemeyiz. Sonuçta bu boykota katılmayacak olan öğrencilerin eğitim hakkı var.
Eğitim hakkını da biz engelleyemeyiz.”
Ekonomik boykot sürüyor mu?
CHP lideri Özgür Özel’in iktidara destek verdiğini söylediği markalara boykot daveti üzerine, ekonomik boykot yayılmıştı. Protestoları destekleyenler 2 Nisan’da ülke genelinde satın almayı durdurmuştu. Bazı üniversitelerde 9 Nisan’da da ekonomik boykot devam etti. Boğaziçi Üniversitesi Öğrenci Temsilciliği Kurulu, 9 Nisan Çarşamba günü için takas ve ikinci el standlarının kurulacağı kermes yapacaklarını duyurdu. Hacettepe Üniversitesi’nde de aynı gün ekonomik boykot vardı. BBC Türkçe’ye konuşan boykot temsilcisi, “Okul içerisinde alışveriş yapmıyoruz. Öğrenciler de mağdur olmasın diye bir kermes düzenleniyor. Öğrencilerin dayanışmasıyla ve kaynaklarıyla yapılıyor.
Herkes konutundan yemek getiriyor, içecek getiriyor” diyor.
2 Nisan’da ülke genelinde satın almama daveti yapıldı. Boykota destek verenler takas pazarları açıyor, kermesler düzenliyor (2 Nisan 2025/ İzmir)
Eylemler nasıl sürecek?
Öğrencilerin anlatımına göre İstanbul ve Ankara’daki üniversite öğrencileri tutuklu öğrenciler serbest bırakılana kadar eylemlerini farklı biçimlerde sürdürmek istiyor. Öğrenciler açık dersler, oturma eylemleri, takas pazarları ile “dayanışmayı büyütmeye” devam edeceklerini söylüyorlar. Üniversite kulüplerinin etkinlikleriyle de son periyotta yaşananlar gündemde tutuluyor. Bir boykot komitesi üyesi, “[Etkinlikleri] nasıl çeşitlendirebiliriz, nasıl daha kitlesel ve kalıcı hale getiririz… Bir yandan bu konuşuluyor” diyor. Galatasaray Üniversitesi boykot komitesi üyesi, yerleşkede açık ders verdiklerini, müzik yapıp, tiyatro oyunu sahnelediklerini anlatıyor: “Bunları yaparken şunun şuurundayız. Bu boykot asla bir tatil değil, herkes okula geliyor ve bir cins dayanışma ağı içerisinde oluyor.
Tutuklanan arkadaşlara mektup da gönderdik.” Hacettepe, ODTÜ ve Mimar Sinan’da da aynı bir durum var. Örneğin ODTÜ Mimarlık Fakültesi’nde ‘kent suçu ve etik’ başlıklı bir açık ders gerçekleşmiş. “E-mail okuma etkinliğinde” ise öğrenciler, üniversitenin rektörü Prof. Dr. Ahmet Yozgatlıgil‘in öğrencilere gönderdiği e-maili hicvetmişler. Hatta yapay zekayla yazılıp yazılmadığını incelemişler. BBC Türkçe’ye konuşan ODTÜ boykot komitesi üyesi, Rektör Yozgatlıgil’in e-mailin içeriğini sorduğumuzda şunları söylüyor: “‘Ben öğrencilerin hiçbirinin kılına zarar gelmesini istemem. Okul aslında tüm öğrencilerimizin kendini farklı biçimde özgürce ifade edebildikleri bir alan olmalı. Ben de bunun korunması için ihtimam göstermeye çalışıyorum’ içerikli bir şeydi. “‘Üniversitemizin tertibini bozan, diğerlerinin hakkını ihlâl eden yahut suça karışan eylemler karşısında ODTÜ’nün meşruiyetini korumak da benim görevimdir’ gibi bir kısım var.
Bunun aslında “Ben sizin yanınızdayım” vurgulu bir e-mail olduğunu belirten öğrenci, “ama pratikte hiçbir karşılığı yok” kanısını ifade ediyor.
8 Nisan’da İstanbul Kadıköy’de tutuklu öğrencilerle dayanışma etkinliği düzenlendi
Mimar Sinan Üniversitesi boykot komitesi üyesi ise üniversite içerisindeki aktifliklerin dışında İstanbul’daki yürüyüşlere de katıldıklarını söylüyor. fakat hem okul içerisinde, hem de okul dışarısındaki etkinliklere polisin müdahale etmeye çalıştığını anlatıyor. Güvenlik çalışanının okula mezunları sokmadığını söyleyen öğrenci, 8 Nisan Salı günü Kadıköy’de yapılan şova de toplu bir şekilde yürüyerek gitmelerine izin verilmediğini aktarıyor: “Normalde yürüyüş yaparak gitmeyi planlıyorduk. Kabataş’tan daha sonra vapurla Kadıköy’e geçecektik. Okulun girişindeki polisler yürüyüşe izin vermediler. Dağılarak, tekrar Kabataş’ta buluştuk” diyor. Bu uygulamayı diğer kısımlara de yaymaya çalışacaklarını belirten öğrenci, “Arkadaşlarımızın hepsi tahliye olana kadar biz her gün, aynı yerde, aynı stte buluşmaya devam edeceğiz” diyor.