enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
39,2169
EURO
45,2700
ALTIN
4.345,98
BIST
9.311,88
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
25°C
İstanbul
25°C
Parçalı Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
25°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
27°C
Salı Parçalı Bulutlu
29°C
Çarşamba Açık
29°C

Anayasa Mahkemesi, terör örgütü hükümlüsü 20 kişinin ”ifade özgürlüğünün” ihlal edildiğine karar verdi

Anayasa Mahkemesi, terör örgütü mahkumu 20 kişinin ”ifade özgürlüğünün” ihlal edildiğine karar verdi

Anayasa Mahkemesi, terör örgütü hükümlüsü 20 kişinin ”ifade özgürlüğünün” ihlal edildiğine karar verdi
30.10.2024 13:00
4
A+
A-

Anayasa Mahkemesi (AYM), cezaevinde ”terör örgütüne üye olma” suçundan hükümlü olan 20 kişinin, Barış Pınarı Operasyonu’na ilişkin Cumhurbaşkanlığı ve Adalet Bakanlığı’na yazdığı dilekçelerdeki görüşleri “ifade özgürlüğü” kapsamında değerlendirdi. AYM,  “Somut olayda Ceza İnfaz Kurumu 5275 sayılı Kanun’un 68. hususunun (4) numaralı fıkrasının açık kararına ve yetkisi olmamasına karşın müracaatçıların resmi makamlara gönderdiği dilekçeleri denetlemiş, buna bağlı olarak müracaatçılar hakkında disiplin cezası uygulamıştır. Resmi kurumlara yazdığı dilekçelerin içeriği nedeniyle hakkında disiplin cezası uygulanan müracaatçıların ifade özgürlüğüne müdahalede bulunulmuştur. Anılan müdahale, Anayasa’nın 13. hususunda belirtilen şartları yerine getirmediği surece Anayasa’nın 26. hususunun ihlalini teşkil edecektir” diyerek, müracaatçılara 30 bin TL manevi tazminatın farklı başka ödenmesini hükmetti. 

ANKA’dan Mehmet Oflaz’ın haberine göre; İzmir 3 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda terör örgütüne üye olma suçundan hükümlü olan 20 kişi, 14 Ekim 2019 tarihinde Cumhurbaşkanlığı ve Adalet Bakanlığı’na hitaben yazdıkları dilekçeyi imzalamış ve gönderilmesi için Ceza İnfaz Kurumu’na teslim etti. Müracaatçılar, dilekçeklerinde Barış Pınar Operasyonu’na ilişkin değerlendirmelere ve açıklamalara yer verdi. Ardından müracaatçıların yazdığı dilekçeler üzerine disiplin soruşturması başlatıldı. Disiplin soruşturması sonucunda, ”suç örgütlerinin eğitim ve propaganda fliyetlerini yapma ya da yaptırma hareketini gerçekleştirdikleri” gerekçesiyle müracaatçılara 11 gün hücreye koyma cezası verildi. 

Başvcurucular, Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Heyeti’nin kararına karşı İzmir İnfaz Hakimliği’ne şikayette bulundu. İnfaz Hakimliği, müracaatçıların yazdıkları dilekçedeki tabirlerin disiplin suçunu oluşturacak nitelikte olduğunu ifade ederek, Disiplin Kurulu kararının metot ve kanuna uygun olduğuna ve şikayetlerin reddine karar verdi. Müracaatçılar, İnfaz Hakimliği’nin kararına yaptığı itirazı Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesi de  reddetti.

Başvurucular, toplu olarak imzaladıkları dilekçelerde yer alan açıklamalardan ötürü disiplin cezasıyla cezalandırılmaları nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiği argümanıyla AYM’ye ferdî müracaatta bulundu. AYM, müracaatların birleştirilmesine karar vererek, Anayasa’nın 26. hususunda garanti altına alınan “ifade özgürlüğünün” ihlal edildiğine ve müracaatçılara 30 bin TL manevi tazminatın başka farklı ödenmesini hükmettti. 

“Başvurucuların ifade özgürlüğüne müdahalede bulunulmuştur”

Yüksek Mahkeme’nin gerekçeli kararı şöyle:

“Somut olayda müracaatçılar, resmi kurumlara yazdıkları dilekçelerin içeriği nedeniyle disiplin cezası ile cezalandırılmıştır. Müracaata mevzu olayda müracaatçılar, fikirlerini yazıyla açıklamış; söylediği söz edilen dilekçeleri kanıyı açıklama ve yayma özgürlüğünün bir aracı olarak kullanmıştır. Bu nedenle mevcut şartlar altında müracaatın ifade özgürlüğü kapsamında incelenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Açıkça destekten mahrum olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek öteki bir neden de bulunmadığı anlaşılan müracaatın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

Resmi kurumlara yazdığı dilekçelerin içeriği nedeniyle hakkında disiplin cezası uygulanan müracaatçıların ifade özgürlüğüne müdahalede bulunulmuştur. Anılan müdahale, Anayasa’nın 13. hususunda belirtilen şartları yerine getirmediği surece Anayasa’nın 26. unsurunun ihlalini teşkil edecektir. Anayasa’nın 13. hususunun ilgili kısmı şöyledir: ‘Temel hak ve hürriyetler, … sadece Anayasanın ilgili unsurlarında belirtilen sebeplere bağlı olarak ve lakin kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, … demokratik toplum tertibinin … gereklerine ve ölçülülük unsuruna aykırı olamaz.’

Anayasa Mahkemesi çok sayıda kararında ifade özgürlüğünün demokrasinin işleyişi için yaşamsal ehemmiyette olduğunu belirtmiştir. Herkes gibi hükümlü ve tutuklular da Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Mukavelesi’nin ortak alanı kapsamında kalan temel hak ve hürriyetlerin tamamına ve bu bağlamda ifade özgürlüğüne sahiptir.

Öte yandan, ifade özgürlüğünün mutlak bir hak olmadığı ve Anayasa’nın 26. hususunun ikinci hususunda öngörülen sebeplerle sonlandırılabileceği unutulmamalıdır. Bu bağlamda ceza infaz kurumunda bulunmanın kaçınılmaz sonucu olarak suçun önlenmesi ve disiplinin sağlanması kurumda güvenliğin ve tertibin korunmasına yönelik kabul edilebilir gerekliliklerin olması durumunda mahpusların sahip olduğu haklara sınırlama getirilebilecektir.

“Ceza İnfaz Kurumu’nun içeriğe yönelik olarak bir işlem yapmaya da yetkisi yoktur”

Eldeki müracaatta öncelikle müdahalenin yasal desteğinin olup olmadığı incelenmelidir. Bu ölçütün sağlanmadığı tespit edildiğinde diğer ölçütler bakımından inceleme yapılmaksızın ifade özgürlüğünün ihlal edildiği sonucuna varılabilecektir.  Anayasa Mahkemesi, Fevzi Kayacan (4) kararında olay ve olguları somut müracaat ile aynı nitelikte olan bir başvuruyu inceleyerek uygulanacak anayasal unsurları belirlemiştir. Anılan kararda Anayasa Mahkemesi öncelikle derece mahkemelerinin yorumlarının kanunun açık lafzıyla çeliştiği ya da kanun metni dikkate alındığında bireyler tarafından öngörülmesinin mümkün olmadığı sonucuna ulaşıldığı hâllerde ifade özgürlüğüne yapılan müdahalenin yasal desteğinin bulunmadığı kantine varılacağını belirtmiştir. Daha sonra Anayasa Mahkemesi, 5275 sayılı Kanun’un 68. unsurunun (4) numaralı fıkrasında mahpuslar tarafından resmi makamlara gönderilen mektup, faks ve telgrafların kontrole tabi olmadığı açıkça düzenleme altına alınarak mahpusların resmi makamlara yazdığı dilekçelere başka bir değer verildiğini, öngörülen düzenleme ile ceza infaz kurumlarında bulunan mahpusların resmi makamlara herhangi bir baskı ve tesir altında kalmadan rahatça fikirlerini iletmesinin sağlanmaya çalışıldığını ifade etmiştir.

Başvuru konusu olayda müracaatçılar, Cumhurbaşkanlığına ve Bakanlığa iki farklı dilekçe göndermek istemiştir. Dilekçelerin gönderildiği kurumların resmi makamlar olduğunda kuşku yoktur. 5275 sayılı Kanun’un 68. hususunun (4) numaralı fıkrası mucibince Ceza İnfaz Kurumu’nun söylediği söz edilen dilekçelere içerik bakımından bir kontrol yapmaması ve dilekçeleri ilgili kurumlara göndermesi gerekmektedir. Söz konusu mevzuat yeterince Ceza İnfaz Kurumu’nun dilekçeyi okumaya yetkisi olmadığı dilekçeleri okuduktan sonra içeriğe yönelik olarak bir işlem yapmaya da yetkisi yoktur. Lakin somut olayda Ceza İnfaz Kurumu 5275 sayılı Kanun’un 68. hususunun (4) numaralı fıkrasının açık kararına ve yetkisi olmamasına karşın müracaatçıların resmi makamlara gönderdiği dilekçeleri denetlemiş, buna bağlı olarak müracaatçılar hakkında disiplin cezası uygulamıştır. Bu durumda müracaatçıların resmi makamlara yazdığı dilekçeleri kanunun emredici kararına aykırı olarak denetleyerek içeriği nedeniyle müracaatçılara disiplin cezası uygulanmasının kanunla sınırlama ölçütünü karşılamadığı sonucuna ulaşılmıştır. Açıklanan münasebetlerle Anayasa’nın 26. hususunda garanti altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.”


Adaylar ne vadediyor, ne söylüyor: 

İklim krizinden kürtaja, Ukrayna’dan İsrail’e Harris-Trump düellosu

 

Günün öne çıkan haberleri

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.