CHP’den “Cumhuriyetimizin 100. Yılı Resepsiyonu”; Kılıçdaroğlu: Cumhuriyet, demokrasiye giden yolun ilk ve en çok önemli adımı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin düzenlediği “Cumhuriyetimizin 100. Yılı Resepsiyonu”na katıldı. Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada; “Cumhuriyet bir gecede kurulmuş, bulunmuş bir fikir değil; ilmek ilmek, bedel ödenerek ulaşılmış bir gayedir. aynı vakitte Cumhuriyet, Büyük Başkan Mustafa Kemal Atatürk’ün de bir gençlik düşüdür… Bu hayat akışı, 25 yaşında vatan ve millet sevdalısı bir genç subayın hem ülkesine hem halkına, hem de milletin egemenliğine duyduğu sarsılmaz inancın ve kararlı bir mücadelenin öyküsüdür. Her şeyi milleti için, milletle bir arada gerçekleştiren bir önderin ülkesine bırakabileceği en hoş armağan, bağımsız bir Cumhuriyet’tir. Bizler, Büyük Lider Atatürk ve yol arkadaşlarının çizdiği istikamette, 100 yıl sonra, yeni bir görev ve amaçla bir ortadayız. Onlar, düşünü kurdukları Cumhuriyet’i inşa ettiler. Bizlere düşen görev ise, hoş Cumhuriyetimizi, eksiksiz bir demokrasi ile taçlandırmaktır” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu eşi Selvi Kılıçdaroğlu, bu akşam Ankara JW Marriott Otel’de düzenlenen; ‘Cumhuriyetimizin 100. Yılı Resepsiyonu’na katıldı.
Resepsiyona; TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca, CHP’nin evvelki genel başkanları, CHP MYK üyeleri, CHP PM üyeleri, CHP Grup Başkanvekili Burcu Köksal ve Gökhan Günaydın, CHP milletvekilleri, evvelki dönem CHP milletvekilleri; Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar; CHP Genel Başkan Adayı İlhan Cihaner; sendika ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, büyükelçiler, yabancı misyon şefleri katıldı.
Resepsiyonda önce “100. Yıl Cumhuriyet” sineması gösterildi. Kısa sinemanın akabinde Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Cumhuriyet eşitliktir, özgürlüktür yani adalettir”
“Büyük Başkanımız Mustafa Kemal Atatürk ve yol arkadaşlarının kurduğu hoş Cumhuriyetimiz, 100 yaşına girdi. İkinci yüzyılın arifesindeyiz. Bu kutlu günü yaşamaktan, üstelik Onun iki büyük yapıtından biri olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanı olarak, bu günü görmekten ötürü tarifsiz bir memnunluk içinde olduğumu ifade etmek isterim. Değerli dostlarım; Cumhuriyet ne demektir, en hoş tarifini Cumhuriyet’i kuran Büyük Atatürk yapmıştır. Atatürk, ‘Cumhuriyet, özellikle kimsesizlerin kimsesidir’ der. Zira Cumhuriyet, birlikte alın teri döküp, birlikte yükselmenin yoludur. Zira Cumhuriyet, eşitliktir, özgürlüktür, yani adalettir. Cumhuriyet, ilimdir, fendir, çağdaşlıktır. Cumhuriyet demokrasiye giden yolun ilk ve en çok önemli adımıdır. Cumhuriyet bir gecede kurulmuş, bulunmuş bir fikir değil, ilmek ilmek, bedel ödenerek ulaşılmış bir amaçtır.zamanda Cumhuriyet, Büyük Lider Mustafa Kemal Atatürk’ün de bir gençlik düşüdür.
“25 yaşındaki Mustafa Kemal, en son maksadını, ‘Milleti hâkim kılmak’ olarak anlatır”
Dikkat ediniz, ‘Gençlik düşü’ diyorum. Bizler hep, Büyük Atatürk’ün, 28 Ekim 1923 akşamı, ‘Efendiler, yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz’ sözünü çok iyi biliriz ve hatırlarız. Bu söz doğrudur ve gereği de yapılmıştır. Lakin bu sözün arkasında yıllar süren bir mücadele, yıllar süren bir emek, yıllar süren bir fikriyat vardır. Atatürk’ün Cumhuriyet maksadı 1906 yılında, Şam’daki görevinden gizlice geldiği Selanik’te, arkadaşlarıyla yaptığı toplantıyla başlar. Bu gece buluşmasının detaylarını Hüsrev Sami Kızıldoğan, ‘Vatan ve Hürriyet: İttihat ve Terakki’ isimli yazısında kaleme alır. Buluşmada Atatürk, Şam’daki görevi sırasında kurduğu ‘Vatan ve Hürriyet Cemiyeti’nden söz eder. Ve en son hedefini ise ‘Milleti hâkim kılmak’ diye anlatır. Bakınız; 1906 yılında, 25 yaşındaki Mustafa Kemal, sonuncu emelini, ‘Milleti hâkim kılmak’ olarak anlatır. O gece, Atatürk sözlerini tamamladıktan sonra Hüsrev Sami Bey’e döner, tabancasını masanın üstüne koymasını ister. Hüsrev Sami Beyefendi o anı şöyle anlatır: ‘Taşıdığım Browning tabancamı masanın üzerine koydum. Hepimiz ellerimizi bu tabancanın üzerine koyarak, ölünceye kadar bu kutsal dava uğruna çalışacağımıza ant içtik…’ Böylelikle Mustafa Kemal ve arkadaşları, millet egemenliğine duydukları inancı bir yeminle kalıcılaştırıyorlar. Ki unutmayınız; bu yemin daha sonra, ‘Hâkimiyet bilâkaydüşart milletindir’ prensibiyle beden buluyor.
“Bizlere düşen görev, hoş Cumhuriyetimizi, eksiksiz bir demokrasi ile taçlandırmak”
Bu hayat akışı, 25 yaşında vatan ve millet sevdalısı bir genç subayın hem ülkesine, hem halkına, hem de milletin egemenliğine duyduğu sarsılmaz inancın ve kararlı bir mücadelenin öyküsüdür. Her şeyi milleti için, milletle birlikte gerçekleştiren bir başkanın ülkesine bırakabileceği en hoş armağan, bağımsız bir Cumhuriyet’tir. Bizler, Büyük Başkan Atatürk ve yol arkadaşlarının çizdiği istikamette, 100 yıl sonra, yeni bir görev ve gayeyle bir ortadayız. Onlar, düşünü kurdukları Cumhuriyet’i inşa ettiler. Bizlere düşen görev ise hoş Cumhuriyetimizi, eksiksiz bir demokrasi ile taçlandırmaktır. Zira Mustafa Kemal ‘Demokrasinin tam ve en besbelli hükûmet formu Cumhuriyettir’ der. Demokrasinin tam ve besbelli olması için çalışacağız ve efor harcayacağız.
“Yaşasın Cumhuriyet, yaşasın demokrasi”
Değerli dostlarım, sizler de biliyorsunuz; gerçek bir demokrasiyi inşa etmek için yol çetin, zorlu, meşakkatli olabilir. Lakin onlar Cumhuriyet’i kurarken asla yılmadılar. Onların müsaadeden giden bizler de aynı gaye doğrultusunda çalışacağız ve asla yılmayacağız. Değerli katılımcılar; sizlere ‘dostlarım’ dedim. Cumhuriyetimizin 100’üncü yaşını kutladığımız bu hoş akşamda bizleri yalnız bırakmayan tüm dostlarımıza tekrar hürmetlerimi, sevgilerimi sunuyorum. Yaşasın Cumhuriyet. Yaşasın demokrasi.”
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının akabinde “100. Yıl Cumhuriyet Marşı” çalındı. Kılıçdaroğlu, marşın söz yazarı Aysun Öner’e çiçek verdi ve teşekkür etti.
Resepsiyon, Şef Yılmaz Özfırat idaresindeki Antakya Medeniyetler Korosu konseri ile devam etti.
Resepsiyon, Gazze’deki ağır bombardıman nedeniyle, planlanandan erken sonlandırıldı.