ILO: Küresel iş gücü gelir payı düşüyor, eşitsizlik artıyor

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) “2024 Dünya İstihdam ve Sosyal Görünüm” raporunu güncelledi.

Raporda, global iş gücü gelir hissesinin 2019-2022 arasında 0,6 puan düşerek uzun müddettir devam eden düşüş eğilimini sürdürdüğü belirtilerek, personellerin global gelir pastasından aldıkları hissenin son 20 yılda çok önemli ölçüde azaldığı ifade edildi.

Raporda, global iş gücü gelir hissesinin 2004’ten beri 1,6 puan düştüğü aktarılarak, bu düşüşün puan olarak düşük görünse de bu yıl iş gücü gelirinde yıllık 2,4 trilyon dolarlık bir açığa denk geldiği ifade edildi.

Kovid-19 salgınının global iş gücü gelir hissesinde çok önemli düşüşe sebep olduğuna yer verilen raporda, global krizlerin mevcut eşitsizlikleri daha da kötüleştirdiğine vurgu yapıldı.

Raporda, “Kovid-19 pandemisi, bilhassa sermaye gelirinin en zenginler arasında giderek daha fazla ağırlaşması nedeniyle mevcut eşitsizlikleri artırmış ve ülkeler içinde ve arasında eşitsizliği azaltmaya odaklanan 10 Sürdürülebilir Kalkınma Amacı’na (SKH) ulaşma uğraşlarını baltalamıştır” değerlendirmesi yapıldı.

İşçiler gelirin yarısını alıyor

İşçilerin şimdi global gelirin yalnızca yüzde 52,3’ünü aldığı, sermaye gelirinin ise global gelirin gerisini oluşturduğu aktarılan raporda, teknolojik ilerlemenin iş gücü gelir hissesindeki düşüşte tesirli olduğu kaydedildi.

Raporda, son aylarda yapay zeka ivmesinin eşitsizliği daha da derinleştirme riski taşıdığına yer verilerek, “Tarihsel kalıplar devam ederse, ilgili çok çeşitli alanlarda daha güçlü bir siyaset tepkisi olmadığı takdirde, üretken yapay zeka alanındaki son gelişmeler iş gücü geliri hissesi üzerinde daha fazla aşağı taraflı baskı oluşturabilir” ihtarında bulunuldu.

Raporda, istihdam, eğitim ve öğretimde yer almayan gençlerin süregelen meselesine da dikkat çekilerek, bu gençlerin oranının 2015’teki yüzde 21,3’ten 2024’te yüzde 20,4’e indiği belirtildi.

ILO Genel Müdür Yardımcısı Celeste Drake, mevzuya ilişkin değerlendirmesinde, ülkelerin iş gücü gelir hissesinin azalması riskine karşı harekete geçmesi gerektiğini ifade ederek, “Kapsayıcı büyümeyi sağlamak ve herkes için sürdürülebilir kalkınmaya giden yolu inşa etmek için örgütlenme özgürlüğü, toplu pazarlık ve aktif iş yönetimi de dahil olmak üzere ekonomik yararların adil dağılımını teşvik eden siyasetlere gereksinimimiz var” sözlerini kullandı.