“Türkiye’nin sağlık göstergeleri dünyanın kıskanacağı durumda değil”
İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) son sağlık istatistikleri, AKP’nin sağlık siyasetlerinin aktifliğini sorgulatıyor. Sağlık hizmetlerine erişimdeki zorluklar, İstanbulluları özel hastanelere yönlendirirken, aile hekimliği ünitelerinin sayısının yetersizliği dikkat çekiyor. 3-9 Eylül Halk Sağlığı Haftası için yayımlanan raporda, aşı reddi ve çocukluk aşılarının vaktinde yapılmaması önemli meseleler, hükümetin sağlık programındaki eksiklikleri gözler önüne serdi.
İstanbul’da ömür müddetinin OECD ve AB ortalamalarının altında kalması, ortalama doktor sayısının ise OECD ortalamasının gerisinde olması, sağlık hizmetlerinin kalitesindeki düşüşü işaret ediyor. İstanbul’daki özel hastane sayısının kamu hastanelerini üçe katlaması, yurttaşların büyük ölçüde maliyetli özel sağlık hizmetlerine mahkûm olmasına neden oluyor.
BirGün’den Sibel Bahçetepe‘nin aktardığına göre, İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu, durumu şöyle değerlendirdi: “Ortalamanın altında olma durumu pek çok kriterde söz konusuydu. Ortalama ömür mühleti, beklenen hayat mühleti, bebek vefat suratı kriterlerde, bin bireye düşen doktor sayısı ve sağlık çalışanı sayısında da bir gerileme durumu var.
AKP, 22 yıldır iktidarda. Sağlıkta ‘Devrim yaptık, her şeyi düzelttik, çok uygunuz, Avrupa bizi kıskanıyor’ değerlendirmesinin doğru olmadığını bu bilgiler gösteriyor. Mevcudu koruyamadığımız işler de var. Bunlar isteğe bağlı kürtaj imkanlarının gerilemesi, aşılama oranlarında düşmesi…
Bunlar bizim için kayıp. Sıhhatin tek kriteri hastane, yatak ve doktor sayısı değil ki. Okul çocuklarındaki beslenme sorunu, sınıfların kalabalık olması şeyler de aslında sıhhatin kriterleri arasında. Türkiye’nin sağlık göstergeleri dünyanın kıskanacağı durumda değil.
Ortalamanın altındayız. Aşı, AKP hükümetinin tereddütlü davrandığı ya da bilerek geri durduğu mevzu. Çocukluk çağı aşılarının yüksek oranlardan alt seviyeye düşmesi ürkütücü bir tablo. Tüm bu göstergeler aslında AKP’nin Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın başarısızlığının göstergesidir.”