Yargıtay’ın yeni başkanı Ömer Kerkez: Tepki oyları ile muhafazakar oyları topladı, Akarca’yı geride bıraktı

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU

Yargıtay Başkanlığı için yapılan ve yılan kıssasına dönen başkanlık seçimini, seçimin 37. turunda Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez kazandı. 35 tur boyunca Yargıtay’ın önceki Başkanı Mehmet Akarca ve Yargıtay 3. Ceza Dairesi Başkanı Muhsin Şentürk ile başkanlık için yarışan Kerkez, Şentürk’ün Akarca lehine yarıştan çekilmesine karşın, bilhassa tepki oylarını toplayarak yarışı önde bitirdi. Milliyetçi-muhafazakar görüşleri ile bilinen, 17-25 Aralık süreci sonrasında Adalet Bakanlığı ve Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’nda da görev yapan Kerkez, açıktan destek almamasına karşın iktidarın ve MHP’nin de itiraz etmediği bir isim olarak tanınıyor.

Yargıtay’ın yeni başkanı Kerkez, 1966 Antakya doğumlu. Antakya Lisesi’ni bitirdikten sonra Ankara Hukuk Fakültesi’ni kazanan Kerkez, 1988’de mezun oldu. Hatay hakim/savcı adayı olarak mesleğe başlayan, sırasıyla Elbistan, Kozluk, Erzin savcılığı, Adalet Bakanlığı Tetkik Hakimliği görevlerinde bulunan Kerkez, 2010 referandumundan sonra, Gülen cemtinin yargıda güçlü olduğu bir dönemde Adalet Bakanlığı Daire Başkanlığı görevine getirildi.

Bakanlıkta genel müdür yardımcılığı da yapan Kerkez, 17-25 Aralık süreci olarak bilinen, Gülen cemtine yakın hakim ve savcıların AKP’yi hedef alan operasyonundan sonra yapısı yenilenen Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeliğine seçildi.

İhraçlara imza atan isimlerden

Bu göreve Adalet Akademisi kontenjanından, burada yapılan seçimle gelen Kerkez, HSK’daki görevi müddetince, bilhassa imtihan usulsüzlükleri savıyla soruşturma geçiren hakim ve savcıların evraklarında çalıştı. Bu münasebetle ihraç edilen hakim ve savcılara ilişkin kararlarda imzası bulunan Kerkez, 2017’de, Yargıtay üyeliğine seçildi.

Kısa sürede yükseldi

Kerkez, Yargıta 3. Hukuk Dairesi’nde 6 yıl görev yaptıktan sonra, 2023’te yapılan seçimde daire başkanı oldu. Evli ve üç çocuk babası olan Kerkez, daire başkanı olduktan bir yıl sonra da Yargıtay Başkanlığı için adaylığını koydu.

İki ismi geride bıraktı

Seçimin başında AKP’nin mevcut başkan Akarca’yı, MHP’nin ise Yargıtay 3. Ceza Dairesi Başkanı Şentürk’ü desteklediği kulislerde konuşuluyordu.

Bu iki ismi benimsemeyen gruplar ise milliyetçi-muhafazakâr kimliği ile tanınan Kerkez’e yöneldi. Yargıtay içindeki farklı gruplar, seçimin başından itibaren Kerkez’e oy vermekte ısrarcı oldu. Bu durum, seçimin kilitlenmesine yol açtı.

35. cinste, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da işaretiyle yarıştan Akarca lehine çekilen Şentürk’ün Yargıtay Başsavcılığı söylediği söz aldığı öne sürüldü. Şentürk, başsavcılık için yapılan seçimde Erdoğan’ın önüne ismi gidecek ilk üç adaydan biri olmayı başardı.

Ancak bu durum, Akarca’nın kazanmasını sağlayamadı. Yargıtay’da getirdiği kurallar ve çalışma formülü tepki çeken Akarca yerine üyeler Kerkez’e yöneldi.

Şentürk’ün çekilmesinden sonra yapılan 36. tıpta Akarca 111, 3. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez ise 169 oy aldı. Kerkez, bu tıpta başkanlığı 6 oyla kaçırdı.

Hamsici ile yakındı

Kerkez, Adalet Bakanlığı’nda görev yaptığı periyotta, sonradan itirafçı olan eski HSK Başkanvekili Ahmet Hamsici gibi isimlerle de yakın mesai yaptı.

Hamsici, sözlerinde o dönemi, “Bakanlıkta tetkik hakimliği misyonum müddetince İbrahim Okur, Birol Erdem, Hüseyin Yıldırım, Ömer Kerkez, Mustafa Elçim ve Hüsnü Uğurlu ile yakınlaşıp ailece görüşmeye başladık” diye anlattı. Kendisinin bu görüşmeler devam ederken, cemtle tanışıp sohbetlere katılmaya başladığını söyledi.

Cemte tepki

Kerkez, HSK üyesi olduğu 2015’te yaptığı bir konuşmada ise evvelden bu yana Gülen cemtinin tehditlerine işaret ettiğini söyleyerek, şu konuşmayı yaptı:

“Karşımızda önemli teşkilatlanmış, önemli bir örgüt var. Bunun yargı ayağı var ve yargıda bu manada yapılan çok yanlış işler var. Geçmiş periyotta mlesef yargı olması gereken noktadan, yapması gereken işlerden biraz ayrılmış, bunun yeniden rayına oturması gerekiyor. Objektifliğin, liyakatin, tarafsızlığın ön plana çıkması gerekiyor. Bu manada yapılması gereken çok şey var. Türkiye’de bir paralel yapı sorunu var. Bana göre yüzde yüz gerçek bir olay, ben yıllardır bunu söyleyen biriydim. Karşımızda önemli teşkilatlanmış, önemli bir örgüt var. Bunun yargı ayağı var ve yargıda bu manada yapılan çok yanlış işler var. Bizim misyonumuz yargıya olan güveni yeniden tesis etmek, yargıyı tekrar olması gereken noktaya taşıyabilmek.

Bu emele ulaşabilmek için yapılması gereken tahminen en çok önemli iş paralel yapı ile mücadele etmek. Yargıtay üyesi, HSYK üyesi yani hepimiz düzeleceğiz ki yargı düzelsin. Öbür dermanımız yok. Bizim daire 37 meslektaşımıza mesleğe kabullerini kaldırma kararı verdi, imtihanda kopya muamelesinden ötürü. Bu karara maruz kalan meslektaşlardan gelen oldu. Oturur oturmaz gelenlerin bir birçoklarının ilk cümlesi ‘Paralelci değilim, beni niçin aldınız?’ Ben de diyorum ki ‘Sizin imtihanda kopya çektiğiniz ile ilgili önemli kanıtlar var.’ Siz öncesinde ya da şu anda nereye bağlısınız, fikriniz ne, kimsiniz bizi ilgilendirmez. En son 49 meslektaşın açığa alınması olayını duymuşsunuzdur. İşte bunlar da geçmiş dönem yapılanların aykırısını yapıyor.

İşte uydurma mazeretlerle bu işleri yapıyorlar. Bir tek örnek vereyim; birileri sever ya da sevmez farklı mesele ama bu ülkenin Başbakanı’nın danışmanı terör örgütüne üye olma ihtimali var diye dinleme kararı alınıyorsa ve bu bir sene iki sene üç sene uzatılıyorsa, ya en azından biri Başbakan’a haber versin ‘Bak senin danışmanın, yakın çalışıyorsun bunun örgüt kontağı olabilir, biraz dikkat et.’ ama emel farklı tabii.“