”Yüksekten düşme sonucu ölüm” dosyası yeniden açılsın talebi: HTS kayıtları alınmadı, DNA incelemeleri yapılmadı
Ankara’da 11 Eylül 2017’de oğullarının bir otel odasından şüpheli şekilde düşerek öldüğü iddiasında bulunan babası Şükrü Güler, Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı’na seslenerek “Dosyanın yeniden açılmasını istiyorum. Her şey şüpheli bu dosyada” dedi. Güler ailesinin avukatı Dilan Keser ise soruşturma aşamasında pek çok ihmal olduğu iddiasında bulunarak, “Dosyaya Cinayet Ofis bakmadı. Evraka yeni giren kanıtlar önemsenmedi. Tüm taleplerimize karşın DNA incelemeleri yapılmadı olay yerinde. HTS kayıtları alınmadı, biz kendi imkanlarımızla incelettirdik. Biz bu yeni ulaştığımız kanıtlarla Savcılığın belgeyi yeniden açması talebinde bulunacağız” dedi.
ANKA’dan Esra Tokat’ın haberine göre; Ankara’da 11 Eylül 2017’de 28 yaşındaki Emren Güler, bir otel odasının balkonundan düşerek hayatını yitirdi. Emren Güler’in vefatına ilişkin başlatılan soruşturma sonucunda, mevt kayıtlara ”intihar” olarak geçti. Aile ise oğullarının vefatının ”şüpheli olduğu, soruşturma aşamasında pek çok ihmalin bulunduğunu” iddia etti.
ANKA Haber Ajansı’na konuşan babası Şükrü Güler, “Araştırılmasını istiyorum. Sayın Adalet Bakanımızdan, İçişleri Bakanımızdan, Cumhurbaşkanımızdan belgenin yeniden açılmasını istiyorum ben, katil cezasını çeksin diye. Her şey şüpheli dosyada” diye konuştu.
“Ailenin ekonomik durumunun kötü olması nedeniyle evrakın üstüne düşülmedi”
”Şüpheli tekraren sözünü değiştirdi”
Avukat Keser, olay günü Emren Güler’in yanında olan şüpheli bayan H.T.’nin tabirini sık sık değiştirerek çelişkili beyanlarda bulunduğunu, ilk ifadesinde “Dışkapı parkında oturduğum esnada ismini daha sonradan kalmış olduğumuz otelde öğrendiğim Emren Güler isimli şahıs yanıma geldi. Kendisini daha evvelce tanımam, uyuşturucu krizin nedeniyle olay günü tanıştık, birlikte olduk ve uyuşturucu aldık” dediğini, olaydan bir yıl sonra alınan ifadesinde ise “Uyuşturucu krizim tuttu. Bu sırada yanıma mahalleden daha önce tanıdığım Emren Güler isimli şahıs geldi” şeklinde beyanda bulunduğu bildirdi. Şüpheli H.T’nin bir öteki ifadesinde ise ”Emren Güler’in kendisiyle tanışmak, arkadaş olmak istediğini söylediğini; otele gittiklerinde ise cinsel birliktelik yaşamadıklarını, polislerin kendisini korkutması sebebiyle ifade alınması sırasında ‘cinsel birliktelik yaşadıkları yönünde ifade ver’ demeleri üzerine bu şekilde beyanda bulunduğunu” ifade etti.
Keser, evrakta şüpheli gördükleri durumları şöyle açıkladı:
“Birliktelik savına dair inceleme yapılmadı”
“Üç başka ifade tutanağı ve bir ses kaydı tutanağından anlaşıldığı üzere şüphelinin beyanları daima olarak değişiklik göstermektedir. Cinsel birliktelik yaşayıp yaşamadıkları ve şüphelinin çelişkili sözleri, şüpheliye CMK. 75. madde kapsamında taammüden öldürme kabahatinin şüphelinin yapılması gereken vücut muayenesi ve bedeninden örnek alınması süreci sonucunda netleştirilebilecekken bu türlü bir inceleme yapılmamıştır. Faal soruşturma kuralları ihlal edilmiştir. Maktulün son görüşme yaptığı şahıslar tespit edilmemiş ve beyanlarına başvurma yoluna girilmemiştir.
“Eroin yere döküldü’ tezine karşın olay yerinde inceleme yapılmadı”
Soruşturma evrakında şüpheli, maktulün üzerinde 5 gram eroin olduğunu ve aranması olduğunu bu sebeple otele gelen polislerden kaçmak için bir aşağıdaki balkona atlayarak kaçmaya çalıştığını ifade etmiştir. Ne olay yerinde ne de maktulün cesedinin bulunduğu yerde ne de üstünde uyuşturucu bulunmamıştır. Maktulün aranmasının olup olmadığı gerçeğine yapılacak kolay bir araştırma ile yetkili merciler tarafından ulaşılabilecekken bu türlü bir araştırma yapılmamıştır. Gerçekte aranma durumu yoktur. Otele giriş yapmalarından sonra polis gelmemiştir. Otel çalışanlarının tamamı H.T.’yi tanıyordu ve güya ortalarından danışıklı bir dövüş vardı. Kapı kolu kırıktı odanın. Buradan parmak izi alınmasını talep ettikalınmadı.
“Aile, yoksul ve kimsesiz oldukları için çocuklarının hayatının ‘değersiz’ sayıldığı sonucuna ulaşmıştır”
Dosyaya sunulan evraktan olay günü ve stinde otelde kalan öbür müşterilerin olduğu anlaşılmıştır. Otelde bulunan diğer müşterilerin sözlerine başvurulmamıştır. Şüphelinin ‘eteğime eroin çarptı ve döküldü. Eroini döktüğüm için ortamızda tartışma çıktı’ sözüne karşın olay yeri inceleme raporunda, çarşaf/yatak örtüsü üzerinde uyuşturucu kalıntısının olup olmadığına dair herhangi bir bulgu yoktur. Olay mahali titizlikle incelenmemiştir. Çankırı’dan gelip Ankara’ya yerleşen fakir bir ailenin, büyük kentte karşılaştığı felakette, fakir ve kimsesiz oldukları için çocuklarının hayatının ‘değersiz’ sayıldığı sonucuna ulaşmışlardır.
“Olay yerinde bulunan izmaritlerde DNA incelemesi yapılmadı”
Polisin aktif soruşturma yürütmemesiyle ilgili öteki bir ispat da olay sonrası, olayı aydınlatma vazifesinin işin uzmanı Cinayet Soruşturma Bürosu’na verilmesi yerine Anafartalar Polis Karakolu’nun tespitleriyle yetinilmiş olmasıdır. 19 Temmuz 2024’te dosya kapatıldı. Olay yerinde bulunan izmaritlerde iki şahıstan fazla DNA bulunmasına karşın söylediği söz edilen kanıtlar üzerinde herhangi bir DNA tespiti de yapılmadı. Öte yandan, olay yeri fotograflarında görüleceği üzere balkon demirlerinin üçte ikisi büyük bir levha tarafından kapanmıştır. Levhanın ve balkon korkuluklarının yüksekliği dikkate alındığında maktulün her ne kadar uyuşturucu madde ve alkol tesiri altında olsa da istikrarını kaybederek balkondan düşmesi mümkün değildir. Levhanın kapatmadığı üçte birlik kısım ise şüphelinin beyanda bulunduğu biçimiyle ayrılmak üzere olduğu odanın kapısından görünmemektedir. Soruşturma aşamasında maktule ait telefon üzerinde inceleme yapılmamış, operatör kayıtlarının belgeye sunulması istenmemiştir.”
Yeni kanıtlara ulaşıldı
“Dosyaya Cinayet Ofis bakmadı” diyen Keser, “Dosyaya yeni giren kanıtlar önemsenmedi. Tüm taleplerimize karşın DNA incelemeleri yapılmadı olay yerinde. HTS kayıtları alınmadı, biz kendi imkanlarımızda incelettirdik. Biz bu yeni ulaştığımız kanıtlarla Savcılığın belgeyi yeniden açması talebinde bulunacağız” bilgisini paylaştı.