Kürşad Zorlu: Bu ülkede 50 artı 1 sisteminin taşınması mümkün değil

İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, Sakarya milletvekili Ümit Dikbayır’ın önlemli ve kesin ihraç istemi ile disiplin kurulana sevk edildiğini açıkladı. Zorlu, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı seçimlerdeki 50+1 sistemini değiştirmekle ilgili sözlerine ilişkin de “Biz bu açıklamanın türel ve siyasal açıdan en somut sözünü ortaya koyan siyasi partiyiz. Sayın Genel Liderimiz, diğer siyasi partilere bir davette bulundu. ‘İki yumruk arasına sıkışmış milleti bu kıskaçtan kurtaralım. Her birimiz kendi adaylarımızla kendi başımıza rakip olalım. Alternatifler ortasından en iyiyi seçme hakkını milletimize verelim.’ O günlerde çok anlaşılmadı, birtakım çevreler farklı noktalara çektiler ama görüyorsunuz ki, bu ülkede 50 artı 1 sisteminin taşınması mümkün değil” dedi. 

İYİ Parti Medya İlişkileri Başkanı ve Parti Sözcüsü Zorlu, bugün İYİ Parti Genel Merkez binasında gündeme ilişkin basın toplantısı düzenledi.

İYİ Parti Genel Başkanı Akşener’in konuşmasının akabinde kimi başkanlıkların son durum hakkında sunum yaptığını, tüm iştirakçilerin görüş ve niyetlerini dile getirdiğini kaydeden Zorlu, “Özellikle son günlerde partimizin odağında yer aldığı gerçek dışı tartışmalar ve tezler karşısında, tam bir birlik ve mutabakatla yolumuza yürüme kararlılığımızın altını çizdik. Partimize yapılmak istenen baskı ve dayatmalara; özellikle da farklı saiklerle içimize sızan ve çıkarları gerçekleşmediğinde palavra ve iftiraya başvuran siyaset kalpazanlarına ve bozgunculara karşı Güzeller ve cesurlar hareketi, milletinin sesi olma sorumluluğundan asla vazgeçmeyecektir” diye konuştu.

Yerel seçimlerin yaklaştığını, siyasi iktidarın propaganda makinasının da bu çerçevede suratını arttırdığını belirten Zorlu, ülkenin asıl problemlerinin üstünü örtmek için yargı krizinden Anayasa değişikliğine kadar birçok yapay gündem öne çıkarıldığını söyledi.

Zorlu, şöyle devam etti:

“Esasında günlerdir partimizle ilgili temelsiz bilgi ve savların uçuştuğu kimi yayınların da bu hedefe hizmet ettiğini üzülerek takip ediyoruz. Bir yanda Anayasa gündemi diğer yanda palavra ve iftiralarla bezenmiş İYİ Parti haberleri. Gündemde ne yok derseniz; ekonomi ve işsizlik, enflasyonla mücadelede atılacak adımlar, alım gücünü artırmaya yönelik somut atılımlar hakkında derin bir sessizlik hakim.”

İPSOS raporuna göre insanların yüzde 87’sininen çok önemli sorun olarak ekonomiyi gördüklerini, yüzde 76’sının ekonomi idaresinden mutlu olmadığını belirten Zorlu, yüzde 68’lik bir kısmın kurların, yüzde 78’lik bir kısmın ise enflasyonun yükseleceğini öngördüğünü aktardı.

“Sosyal yardıma muhtaç aile iktidar için ‘cepteki seçmen’ olarak demirbaş defterine yazılıyor”

Milyonlarca vatandaşın derin yoksullukla mücadele ederken, ortaya çıkan bu gerçekliğin vahim bir tablo olduğunu ifade eden Zorlu, “Muhakkak ki, her sosyal devletin görevi evsizlere çatı, fakirlere aş vermektir. fakat siyasi iktidar, taammüden derin yoksulluk yaratmış ve sosyal yardıma muhtaç bıraktığı vatandaşlarımızı, iktidar değişirse sosyal yardımlar kesilecek propagandasını ortaya koymuştu. İnsanlarımızın yoksulluğunu ortadan kaldırmak değil, yoksulluğu yönetmek isteyen bir siyasi iktidardan bahsediyoruz. Bizim tasa ve kederle dile getirdiğimiz sosyal yardıma muhtaç aile sayısı ne yazık ki siyasi iktidar için yalnızca ‘cepteki seçmen’ olarak demirbaş defterine yazılmaktadır. Bu yüzden yerel seçimler çok önemli. Biz inanıyoruz ki, değerli yurttaşlarımız bu kötü gidişata yaklaşan yerel seçimlerde en net yanıtı verecekler” dedi.

21 yıllık AK Parti iktidarı ile minimum fiyatlı ülkesine dönüldüğünü belirten Zorlu, “Haliyle minimum fiyatın belirlenme dönemi yakınlaştığı için Kasım-Aralık ayları taban fiyatı en çok konuştuğumuz vakitler oluyor. TÜRK-İŞ’e göre bekar ve çocuksuz bir çalışanın aylık hayat maliyeti Ekim 2023 itibariyle 17.803 TL. Yani minimum ücret tek kişiyi yaşatmaya yetiyor mu? Hayır. 4 kişilik bir hanenin açlık sonu ne kadar? TÜRK-İŞ’e göre 13.684 TL, DİSK’e göre 12.928 TL. Yani tek minimum ücret 4 kişinin istikrarlı beslenmesini sağlıyor mu? Hayır. Pekala yoksulluk hududu tarafında durum ne? 4 kişilik hane için yoksulluk TÜRK-İŞ’e göre 44.573 TL, bir öbür araştırmaya göre 44.718 TL. Bu 4 kişilik hanelerde anne, baba ve 15-19 yaş aralığındaki genç çalışsa ve her biri taban ücret alsa haneye ne kadar giriyor? 34.206 TL. 3 kişinin çalışması 4 kişilik haneyi yoksulluk eşiğinin üzerine çıkarıyor mu? Tekrar hayır” diye konuştu.

“Asgari ücretlinin harcama dinamiklerini TÜFE sepetinin ne kadar yansıttığı farklı bir tartışma konusu”

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in “Asgari ücretliyi enflasyona ezdirmeyeceğiz” formundaki açıklamasını hatırlatan Zorlu, şunları söyledi:

“Burada hangi enflasyon diye sormak lazım. TÜİK’in TÜFE enflasyonun diğer enflasyon göstergelerinden bugüne kadar yaşadığı ayrışma bir yana, taban ücretlinin harcama dinamiklerini TÜFE sepetinin ne kadar yansıttığı da başka bir tartışma konusu. Mesela TÜİK’e göre ekim itibarıyla yıllık tüketici enflasyonu yüzde 61,4gıda enflasyonu yüzde 72,1, gerçek kira enflasyonu yüzde 100’ün üzerinde. Kiracı statüsündeki bir fiyatlı için kira ve besin dışında pek harcama alanı kalmadığından, ücretlinin yaşadığı enflasyon TÜFE’deki ortalamanın bayağı üzerinde aslında. Buna rağmen bakanların açıklamalarını duyunca ücretlileri ve emeklileri sanki hangi sürpriz bekliyor diye düşünemiyoruz” edemiyoruz. Fakat bu türlü komik meblağların sizlere dayatılmaması için elimizden geleni yapacağız. Parti olarak ücret ve aylıklar için tekliflerimizi de sizlerle önümüzdeki günlerde paylaşacağız.”

Milletin açlık hududunun altındaki taban fiyatla kirasını ödeyemez durumda olduğunu lakin siyasi iktidarın siyasi krizler çıkararak yokluğun ve yoksulluğun üstünü örtmeye çalıştığını ifade eden Zorlu, “Bu ülkemizin alıştığı bir tablo haline geldi. Ne var ki ekonomik kriz üstünü örtünce uyumuyor, üstüne toprak atmakla ekonomi güzelleşmiyor, enflasyon düşmüyor, paramız değer kazanmıyor. Halbuki ısrarla söylediğimiz benzeri; ekonomik büyüme fakat insan haklarına saygılı, hukukun üstünlüğünü kabul eden, vatandaşlarına ve yabancılara türel teminat veren bir devlet yönetim anlayışıyla sağlanabilir” değerlendirmesini yaptı.

“Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay arasındaki krizin Anayasa değişikliğinin tartışmaya açılması için yaratıldığını söylemiştik”

Zorlu şöyle devam etti:

“Geçtiğimiz hafta Anayasa Mahkemesi’ne parmak sallayan siyasi iktidarın adalet sistemindeki her olumsuzluğun ülke ekonomisine zarar yazdığını görmesine karşın bunu sürdürmesi aslında politik istikrarsızlığı bir işaretidir. Biz Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay arasındaki krize ilk tepki veren siyasi parti olarak bu krizin Anayasa değişikliğinin tartışmaya açılması için yaratıldığını söylemiştik. Şayet bu türlü ise buna sonuna kadar karşı çıkacağımızı da söyledik. Anayasa ya da kanunların uygulayıcısı olan mahkemeler ve yargı mensuplarına siyasi baskı kurarak kendi kurallarını dikta eden mevcut iktidarın ‘adalet karnesi’ her geçen gün daha da zayıflıyor.”

TÜİK verilerine göre 2022 yılına ait, Güvenlik Ünitelerine Gelen ya da Getirilen Çocuk İstatistikleri Raporu’ndan kimi başlıklar aktaran Zorlu, “2022 yılında suça sürüklenen çocuk sayısının 601 bin 754 olarak ünitelere geldiğini görüyoruz. Daha berbatı 2015 yılında 2014’e göre çok önemli bir artış varken; 2022’de 2021 yılına göre yüzde 21’e varan bir artış gözlemlemekteyiz. Suça sürüklenen çocukların yüzde 37,8’ine yaralama, yüzde 25,2’sine hırsızlık isnat edilmiştir. Mağdur çocuklara ilişkin bilgilerde ise yaralama, cinsel suçlar, aile tertibine karşı suçlar aynıi tasnifte; cinsel suç mağduru çocuk sayıları: 2020 yılında 18,500, 2021 yılında 24,400. 2022 yılında 31.900. Bir öteki sözle her gün 88 çocuk cinsel istismara uğruyor” diye konuştu.

Zorlu, basın toplantısının sonunda gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

“Akşener, bu bahis ile ilgileri bilgileri Yerlikaya ile paylaştı”

İYİ Parti Genel Başkanı Akşener’in “Oteli olan polis müdürleri var. O otellerde fuhuşun ötesinde öksüz kızlar çalıştırılıyor” formundaki sözleri hatırlatılan Zorlu, “Genel Liderimiz uzun yıllardır siyasette. Bu ülkede İçişleri Bakanlığı yaptı. Kimsenin yürek edemediği bahislere girerek, bu yüreği göstererek çok önemli bir bakanlık süreci geçirdi. Bu bakımdan Genel Liderimizin, görüş ve açıklamalarının iyi irdelenmesi gerektiğini tavsiye ediyorum. Sayın Genel Liderimiz, bu mevzu ile ilgili bilgi ve ayrıntıları İçişleri Bakanı Sayın Ali Yerlikaya ile paylaştı. Bunun altını çizeyim. Bu husustaki hassasiyeti, mevzuyu sonuçlandırma konusundaki kararlılığı için de buradan bir defa daha partimiz ismine Sayın Yerlikaya’ya teşekkürlerimizi sunuyorum. Bahsin ayrıntılarıyla ilgili Genel Liderimiz önümüzdeki günlerde gerekli açıklamaları yapacaktır” cevabını verdi.

Ogün Samast hakkında yeni iddianame 

Agos Gazetesi Genel Yayın Direktörü Hrant Dink’in katili Ogün Samas’tın serbest bırakılması sonrası hakkında yeniden iddianame düzenlenmesine ilişkin soru üzerine Zorlu, “Toplum vicdanını yaralayan bu türlü bir katliamın karşısında duruyoruz. Durmak gerekir. İnşallah ülkemiz bir daha bu türlü olaylarla karşı karşıya kalmaz. İkinci boyutu, türel boyutu ise; elbette biz de takip ettik. O günlerde 18 yaşının altında olduğundan, üst sınır olan 24 yıllık cezayla cezalandırılmıştı. Bu kaideli salıverme problemi; ülkemizde görebildiğimiz kadarıyla otomatik bir prosedür aynıi işletiliyor. Bildiğimiz kadarıyla bununla ilgili bir komisyon söz konusu. Burada toplum vicdanını böylesine yaralayan bir katliam karşısında, kurulun bu türlü bir inisiyatifi varsa bunu sonuna kadar kullanmasının daha doğru olacağı kantindeyiz. Ek iddianameyi ise biz de takip edeceğiz” diye karşılık verdi.

“Ümit Dikbayır, disiplin konseyine sevk edildi”

İYİ Sakarya Milletvekili Dikabayır’ın hakkında çıkan tezlerle ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunacağını söylediği aktarılan Zorlu, şu cevabı verdi:

“Kamuoyumuzda bir müddettir, kimi istifa eden arkadaşlar esas alınarak İYİ Parti’ye haksız bir istikamet verilmeye çalışıldığını görüyoruz. Elbette tenkitlere açığız, elbette bu mevzudaki değerlendirmeler, yorumlar bizim için çok değerli. Fakat iş, gerçek dışı beyanlara geldiği zaman geçtiğimiz hafta da söylemiştim; bu öbür bir şey. Bahsettiğiniz isim bugün Genel Liderimizin imzaları ile yetkileri çerçevesinde; önlemli ve kesin ihraç istemi ile disiplin kurulana sevk edildi. Bu Mevzu İle ilgili ayrıntıları yetkili arkadaşlarımız önümüzdeki günlerde sizlerle paylaşır. Düzgünler ve cesurlar hareketinin kuruluş ideolojisinde Türk milletinin bekası, milletimizin birliği ve bütünlüğü, Türk milletine dayatılan siyasi anlayıştan kurtulması maksadı vardır. Bu hedefe ilerlemeye devam ediyoruz. İYİ Parti’nin bu ideolojisini kullanarak içimize gelen, daha sonra da kendi çıkarları gerçekleşmediğinde bunu bir diğer hikayeyle millete sunmak isteyenlere iyi dikkat edilmesi lazım. Milletimizin vicdanı bunu çok iyi biliyor. Bir öbür partiye de geçebilirsiniz. Sayın Erdoğan’ın bile geçmişte bir açıklaması var. Şayet bunu yapıyorsanız, yürekli iseniz esas olan milletvekilliğinden de istifa etmektir. Sayın Fakıbaba bunun en son örneğidir. Bundan Ötürü İYİ Parti’nin Türk siyasetinde oturduğu yer çok önemli. Bugün siyasi iktidarın geldiği nokta da bizim söylemlerimizle uyumlu bir hale gelmeye başlamıştır.”

“Kuvvetler ayrılığı prensibi nerede?”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, cumhurbaşkanlığı seçiminde 50 artı 1 sisteminin kaldırılabileceği yönünde açıklamasının hatırlatılması üzerine Zorlu, “Biz bu açıklamanın tüzel ve siyasal açıdan en somut tabirini ortaya koyan siyasi partiyiz. Sayın Genel Liderimiz, 26 Ağustos’ta Kocatepe’de milletin huzurunda diğer siyasi partilere bir davette bulundu. ‘İki yumruk arasına sıkışmış milleti bu kıskaçtan kurtaralım. Her birimiz kendi adaylarımızla kendi başımıza rakip olalım. Alternatifler ortasından en iyiyi seçme hakkını milletimize verelim.’ O günlerde çok anlaşılmadı, kimi çevreler farklı noktalara çektilergörüyorsunuz ki, bu ülkede 50 artı 1 sisteminin taşınması mümkün değil. Böylesine bir kutuplaşma ile ülkenin yönetilmesi, ekonomik sorunların çözülmesi mümkün değil. Bir konunun altını çizmek istiyorum; oran buraya-şuraya çekilir formundaki teklifler bir yana, yalnızca bununla ülkedeki artan sorunu çözemezsiniz Sayın Erdoğan.

Kuvvetler ayrılığı prensibi nerede? TBMM’nin hakları şimdi nerede duruyor? Ülkede denetimsizlik hat safhaya çıkmış. Gelir adaletsizliği başta olmak üzere, adalet sistemimizde çok büyük yaralar almış. Böylesine vahim bir tabloyu, sayısal çoğunluk değerlendirmesine sığdırmak da çok yanlıştır. İYİ Parti açısından sistem tartışmalarının geldiği nokta çok değerli olmakla birlikte, bizim ikazlarımız geçmişten bugüne ortadadır. Demokrasi ve haslıklar ismine bu sürecin bir an önce inşa edilmesi ve meselelerin ortadan kaldırılması gerektiğini düşünüyoruz. Sayın Erdoğan’a da bu daveti sonrası; bilhassa yerel seçimlerde samimiyet noktasında göreceğiz. Orada altılı masa diyor. Kimin eli kimin cebinde diyor. Şu gerçeği de biz hatırlatmak zorundayız; siz de altılı masaydınız. Siz de ittifak içindeydiniz. Cumhur İttifakı da altı üyeden oluşuyordu. Bu tartışmalar uzar giderfakat esas olan şudur; İYİ Parti’nin davetinin ne kadar haklı olduğunu göreceksiniz” cevabını verdi.