Murat Yetkin: Terörsüz Türkiye; dışarıya demokrasi vaatleri, içeride baskıya devam
Gazeteci, yazar Murat Yetkin, “Terörsüz Türkiye” söylemiyle birlikte AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın içerideki baskıcı politikalarını perdelemeye çalıştığını savunduğu yazısında, PKK’nın fesih ve silah bırakma kararının tek başına demokrasiye geçiş anlamına gelmeyeceğini vurguladı.
Yazısında, “barışa gidecek bir yol varsa, silahların teslimi onun ilk adımı olmak zorunda” diyerek sürecin sadece açıklamalardan ibaret kalmaması gerektiğini ifade eden Yetkin, Erdoğan’ın içeride muhalefete baskı uygularken dışarıda demokrasi mesajları vermesini eleştirdi.
Türkiye’de demokrasi kalitesinin yalnızca Kürt meselesine indirgenemeyeceğini belirterek; Boğaziçi protestoları, Osman Kavala ve Can Atalay gibi isimlerin davalarını, İmamoğlu’na yönelik suçlamaları örnek gösterdi.
Yetkin, şunları belirtti:
“Anayasaya göre bir daha cumhurbaşkanı adayı olamayacak, ama o sorunu MHP işle birlikte aşmak için şimdi DEM Parti desteğine güvenen Erdoğan’ın karşısında CHP’nin rakibi olarak çıkacağını ilan ettikten bir süre sonra yolsuzluk suçlamalarıyla tutuklanıp görevden alınan Ekrem İmamoğlu’nun durumunun Kürt sorunuyla, PKK sorunuyla bir ilgisi var mı? Ya Anayasa Mahkemesi, AİHM kararlarının uygulanmamasının?
CHP lideri Özgür Özel’in sürdürdüğü mitinglerdeki talebi “yargılanmasın” değil, “tutuklu yargılanmasın”, hatta yargılanması canlı yayınlansın talebidir.
Erdoğan, Terörsüz Türkiye hedefiyle demokrasi önündeki ketlerin de kalkacağı müjdesini verirken dahi İmamoğlu soruşturmasını “Cumhuriyet tarihinde eşi benzeri görülmemiş suç organizasyonu” diye damgalayıp, milli güvenliği tehdit ettiğini söylerken yargıyı etkilemeye çalışmış olmuyor mu?
Demokrasinin kalitesini ölçmek için pek çok kriter var ama üçünü sayalım:
1- Siyasi rekabet özgürlüğü,
2- Yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı,
3- Özgür basın.
Bugünkü Türkiye’de bu maddelerde gerileme olmadığını söylemek de mümkün değil, bu sorunların tek kaynağının Kürt sorunu, PKK sorunu olduğunu söylemek de.”
Hasan Cemal’in yazısı: Hem barışa hem demokrasiye emanet olun, geçmiş acıların da esiri olmayın!
Mehmet Y. Yılmaz’ın yazısı: 70 bin ölünün ardından
Gökçer Tahincioğlu’nun yazısı: AKP, “anayasa tavizi” vermeye hazır mı?
Murat Sabuncu’nun yazısı: PKK, fesih ve silahsızlanma açıklamasında ‘devletle pazarlık’ görüntüsü vermedi; Lozan’a ve 1924 Anayasası’na ‘gönderme’ yaptı
Candan Yıldız’ın yazısı: PKK ve Mehmet Uçum’un ‘Tam Bağımsız Türkiye’ vurgusundaki fark!