Osman Kavala’nın yargılamanın yenilenmesi talebi reddedildi, yeni heyet de AİHM kararını dikkate almadı
GÖKÇER TAHİNCİOĞLU
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin “hak ihlali” kararına ve bu karara uyulmaması nedeniyle Avrupa Konseyi’nin Türkiye hakkında yaptırım sürecini başlatmasına karşın Gezi davasında ağırlaştırılmış müebbet mahpusa mahkum edilen ve bu cezası onanan Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala’nın yargılamanın yenilenmesi talebi reddedildi.
Kavala’nın talebi üzerine, evvelki yargılamada bulunmayan yargıçlardan oluşturularak yenilenen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, oybirliğiyle talebi geri çevirdi. Heyet, kararına, Kavala’nın yargılamanın yenilenmesi için öne sürdüğü argümanların yargılama aşamasında zati değerlendirilmiş olmasını münasebet gösterdi. Kararda, AİHM kararına ve Avrupa Kurulu sürecine ise değinilmedi.
31 Mart seçiminden sonra başta gazeteci Abdulkadir Selvi olmak üzere, farklı çevrelerce AİHM kararı doğrultusunda tahliye edilebileceği söylenen Kavala’nın yargılamanın yenilenmesi talebi yeniden reddedildi.
Kavala’yı ağırlaştırılmış müebbet mahpusa mahkum eden İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin, yargılamada bulunduğu için yargılamanın yenilenmesi talebini değerlendiremeyeceği gerekçesiyle yenilenmesi, oluşturulan yeni heyetin talebi karara bağlayacak olması, farklı yorumlara neden olmuştu.
“312. madde iptal edilirse yargılama yenilenir”
Talebi oybirliğiyle reddeden mahkemenin yenilenmiş heyeti, kararda, savcılığın görüşüne yer verdi.
Savcılık, ilk olarak gazeteci Selvi tarafından gündeme getirilen, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçildiği için yargılamanın yenilenmesi gerekeceği istikametindeki görüşün doğru olmadığını savundu. Savcılık görüşünde, “İlgili itirazın hükumet sisteminin ortadan kalkması nedeni ile TCK 312. hususunu geçersiz kılacağına yönelik olduğu anlaşılmakla; ilgili TCK 312. hususunun hala yürürlükte bulunduğu, hükumet sistemi değişikliğinin T.C. Anayasası kapsamında değerlendirildiği ve düzenlendiği, bu konuda ilgili kanun hususunun geçerliliğini hali hazırda koruduğu, buna ilişkin müracaatın kanun iptali gerekçesiyle AYM’ne müracaat yapılmak suretiyle kanun iptali durumu olması halinde geçerlilik kazanacağı anlaşılmakla, şu kademede yürürlükte bulunan TCK 312. Unsuru sebebiyle reddine” denildi.
Yasada yer alan AİHM kararı münasebeti yok sayıldı
Kararda, CMK’daki yargılamanın yenileneceği hallere yönelik düzenleme anımsatıldı. CMK’nın ilgili düzenlemesinde, bu haller arasında, “Ceza kararının, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Muhafazaya Dair Kontratın ya da eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin ve kararın bu karşıtlığa dayandığının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin mutlaklaşmış kararıyla tespit edilmiş olması, bu halde yargılamanın yenilenmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının mutlaklaştığı tarihten itibaren bir yıl içinde istenebilir” düzenlemesi de yer alıyor.
Buna karşılık, mahkeme, kararında bu duruma değinme gereği görmedi. Kararda, şu sözlerin kullanılmasıyla yetinildi:
“Yargılamanın yenilenmesindeki hedef, gerçeğin araştırılması ve böylelikle toplumun ve sanığın menftinin korunmasıdır. Yargılamanın yenilenmesi talebinde yeni deliller öne sürülüp, evvelki evrakta mevcut diğer evraklarla birlikte talep dilekçesi değerlendirildiğinde hükümlü lehine yeni bir durum oluşturmayacağı ve hükümlü hakkında verilen Mahkememiz kararının Yargıtay incelemesi sonucunda onanmak suretiyle mutlaklaştığı, sanığın dilekçesinde belirttiği konuların kanun yolu aşamasında incelendiği, CMK 311. Hususunda bulunan şartların oluşmadığı, CMK 311. Hususundaki yargılamanın yenilenmesi sebeplerinin mevcut olmadığı kanti ile aşağıdaki şekilde karar kurulmuştur.“